Cumartesi, Ocak 17, 2009

her kelimenin her harfini şimdi çok daha iyi anlıyorum...

Doğumgününde Sen'deydim,
kayınlar yine karlıydı.
Sana senin şiirlerini senin dilinden okudum.
Belki özlemişsindir Nazım.

Çarşamba, Ocak 14, 2009

kavak yellerimin tanıkları... ;)

hem eğlendik, hem aşık olduk :)
aşık oldukça daha da coştuk.
coştukça andık adlarını
adlarını andıkça daha da bi' hoş olduk...
aşkımın canlı tanıkları,
sizi çok seviyorum.
e hadi o zaman, kaldırın kadehleriiii;
O'na içiyoruz.
Onlara :)
"aşk"a...
ayyyy O'na işte ya :) O'na!!!

başımda artık "kavak yelleri" esiyor...


bir kaç gün soluk aldım. ne kadar iyi geldi. kimselere söylemedim.
sessizce gittim, sessizce döndüm. bu sessizliğimi bozan tek şey, kalp çarpıntımdı.
bir çift göze bakınca hızlanan...
sıcacık gülüşüyle coşan...
yüreğimi aydınlatan.
Akgün Akova'nın şiirindeki gibi;
"gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
söz birliği etmişcesine
"aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra"
oysa ne yalan söyliyeyim,
ben yalnızca
bir kuyrukluyıldıza
çarptığımı sanmıştım
yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken
yüreğim bir patlamayla aydınlanınca"