Cumartesi, Eylül 30, 2006

yıllar da yollar da bizim...

bir dokuz yedi üç ortak rakamlarımız. sadece dört ay öndesin benden bitanem. dunya senin için nasıl döndüyse, ne kadar döndüyse benim için de aynısını yaptı, biliyorsun... daha kelimeleri çıkarmasını bilmiyordu dudaklarımız seninle konusmaya başladıgımızda. lunaparka gidemeyiş nedenimiz benim agzımda biriktirip bir türlü yutamadıgım lokmalarımdı. anneannemlerin penceresinden sokaga bakıp, karanlıkta ışıgı vuran çıkmazlardaki gölgeler canavardı bizim için. o zamanlar tek canavarımız hayallerimizde oluşturduklarımızdı. sokakta oynarken seslenişlerimiz hala kulagımda çınlıyor, şimdi açılıp kapanmayı unutan kapısıyla yapayalnız kalan balkona. "anneanneeee, babaanneee"
buyuduk. ve bizimle beraber hayallerimiz de canavarlarımız da buyudu. "şu bunu seviyor, ben şunu sevmiyorum, o bununla şunu yaptı" oluverdi fısıltılar. en önemli sırlarımızdı birbirimize açtıklarımız.
saatler süren yolculuklar bile ayrı keyifti, tıkış tıkış doluşup, kan-ter içinde kaldıgımız arabada çalan şarkılara eşlik ederken.
hep gülecek bişeyler bulduk aglamalarımızın arasında bile. korktugumuz gecelerin korkuları bile güzeldi, saftı.
yediğim en lezzetli etli dolmaydı, gecenin üçünde yağları donmuş...
çok şey paylaştık, çok şey yaşadık... çocukça acıları da paylaştık, en büyük acılardan birini de. için acıdığında seni en iyi anlayanım biliyorum ve benim içim acıdıgında beni de en iyi sen anlıyorsun eminim. çünkü aynı acıyor içimiz. "edibem"in nefes aldırdı en soluksuz anlarımda. "gülüm" deyişinle güldüm gözyaşlarımı silerek. yazları her geri dönüşlerinizde arkada kalan boş çaybardağına aktı bazen gözyaşım. ve her "sürpriz" görüşümde sizi kapıyı açıp da dünyanın en mutlusuydum o an.
cok şey yaşadık, gördük... ve daha çok şey var paylaşacagımız. biliyorum kimi güzel kimi yine acı olacak. ama yanındayım, yanımdasın. en candan can en kandan kanız hala dördümüz. birimiz çok uzakta belki ama uzaklar bize anlamsız. dördümüzüz. kardeşler ve ablalarız. kuzenler ve kardeşleriz. dördümüzüz.
seni çok seviyorum kuzen. ve benimlesin her an biliyorsun. yaşa dolu dizgin hayatı. sonu ne zaman bilemiyoruz. bunu bize en küçügümüz ögretti çünkü. yaşa "an"larını kuzen. ve canavarlar yine sadece gölgelerde kalsın. izin vermeyeleim o çıkmaz sokaklardan çıkıp bizi korkutmalarına, üzmelerine, ezmelerine...izin vermeyelim kuzen...
annem babanla kardeş. baban annemin agabeyi. sen kuzenim ol diye. sen ben onur ve ugur olalım diye. hepimiz birarada olalım diye. annem babanla kardes, baban annemin agabeyi... birlikte yaşayalım diye, beraber soluyalım diye. dışardan bir omuz aramadan birbirimize sokulalım diye.
hadi o zaman gel bakalım. uzat elini... çember olalım hadi. hadi şimdi. "ORI"...


Çarşamba, Eylül 27, 2006

hesap ver hadi!

hesap ver bana. her kimsen. her neysen. hesap ver hadi.
madem "var" ettin beni. anlat nedenlerini.
neden varım? ne yapmam lazım? ne bekliyorsun benden?
bütün bunlar neden peki?
hayaller kurdurup hayallerde bırakman.
hayal bile edilemeyecek olaylar yaşatman?
söyle hadi!
neden beni seçtin? neden izin verdin?
yanıma gelmesine, bana dokunmasına... midem bulanıyor düşündükçe. beni neden anlamıyor? O'nun kadını degilim, onun nesi oldugumu neden fark etmiyor? fark ettiği anlar neden cok kısa sürüyor? ve o anlarda neden ben ona acıyorum? neden ondan nefret edemiyorum? nasıl bir sevgi verdin ona? neden herkesinki gibi degil? kimselere açamadıgım bu illeti neden bana layık gördün? açsam da neden o anlık sürüyor huzurum? neden bu kadar güçsüzüm? ya da neden bu kadar güçlü? neden beni anlamıyor? defalarca söylememe ragmen degişmiyor? bu bir hastalıksa, neden onu, neden beni seçtin? neden cevap vermiyorsun?
ya AŞK? neden şimdi? bu zamanda? hiç bir şey yapamayacağım, değiştiremeyeceğim bu yaşımda?
neden daha önce degil? neden ayıp? neden günah? neden yasak? neden korkuyorum? neden zor? neden imkansız? ve neden bu kadar eminim gideceğinden? biteceginden? neden bu kadar çok sevdirdin o zaman? nasıl atacağım içimden bu sevgiyi o gidince? başka bir aşk mı vereceksin bana? sence sevebilir miyim bu kadar bir daha?
ya bebeğim? harika bir çocuk verdin. ama annesi ona layık mı sence? mutlu ediyor mu onu? bana bu yaşattıklarını sunarken onu düşünmedin mi hiç? bak o konuda çok güçlüyüm işte. başedemezsin benimle. onun benden dolayı minicik bir üzüntüsü, hüznü olursa elimden kurtulamazsın, bil. öyle bir intikam alırım ki senden, aç bıraktıgın, pisipisine ölmelerine göz yumdugun, yapayalnız büyümeye terk ettiğin milyonlarca çocuğun, bebeğin hıncını alırım senden...
hadi cevap ver. korkuyor musun yoksa benden? neden?
sen KADERsen ben de İNSAN. benden çok var bu dünyada. başaramazsam da başarır biri elbet seni alt etmeyi. sana boyun eğmemeyi. "kader bu na'pim"e sığınmamayı.
hadi devam et bakalım, ölç dayanma gücümü. direneceğim sana. bakalım sen bana ne kadar karşı koyacaksın? kim kazanacak bakalım. sen mi? ben mi? iyiler mi? kötüler mi? güçlüler mi? zayıflar mı? zenginler mi? yoksullar mı?
sen mi? ben mi? sen mi? diğerleri mi? sen mi? biz mi?



bu...

gel, al beni... al uçur götür diledigin yere.
gel gitmemek üzere gel
hep olmak üzere gel...
sev, sev beni... hiç sevilmedigim gibi sev.
sev herşeyinle sev
sev herşeyimi sev.
gel sev...
bütün ol benimle.
dinle içimi, duy.
sar sımsıkı koru, "korkma" de
"korkma ben varım hep" de.
demekle kalma hep ol...
hep ol benimle
hep ol bende
başka bir aşka aşık oldugunda
fısılda kulagıma
AŞKı en iyi anlayana.
"hep sendeyim" de
"başkasıyla olsam da"
"sendeyim"
"sen aşkı bende tanıdın"
"ve o yüzden hep sendeyim" de
gel
sev
benim ol
gitsen de bende ol
ve ben....
sende olayım
gitsem de
gitmem gerekse de
sende kalayım hep
hatırla düşün
"vardı" de "cok sevmiştim"
"o da çok sevmişti"
"zaman ne kadar hızlı geçiyor, acaba şimdi nerde, kiminle, ne yapıyor, nasıl" de


Salı, Eylül 26, 2006

asksa bu...

sürekli onu düşünmek, sesini duymak istemek, yanında olmayı dilemek, tenini arzulamak, dudaklarını özlemek...
"seni seviyorum" demesini ve her fırsatta söylemesini istemek, göremedigin anlarda zamanın bir türlü gecmemesi, yanındaykense nasıl gectigini anlamamak...
kıskanmak deli gibi
unutulmaktan, özlenilmemekten, sevilmemekten, gideceginden, "git" diyeceginden korkmak...
kaybedecegini düşünerek gecelerce uykusuz kalmak...
gözlerini kapatır kapatmaz onu hayal etmek...
ondan başkasının degil sana dokunmasına bakmasına bile tahammül edememek...
ona ait oldugunu hissetmek... sana ait olmasını dilemek...
AŞK eğer buysa, çok zormuş gerçekten.
tüm bunlara katlanmak gerek.......



Cumartesi, Eylül 23, 2006

rüzgar gülü T.

kır evinin verandasında, bir rüzgar gülüne rastladım
insanmışçasına konuşmaya başladım.
dedim "benim kadar yalnızsan, tek gecelik bir aşksan
omzuna abanan bir anı'dan kaçıyorsan...

dibe vurduysan ya da hala düşüyorsan...

bir yaz günü bir yaz günü
hiç bu kadar üşüdün mü?
rüzgar gülü rüzgar gülü
hiç ölümü düşündün mü?"
.............


gece bitmiyor...

gece bitmiyor, uzadıkca uzuyor... kimseler görmüyor gecelerimi. bilmiyorlar ne kadar karanlık. ne kadar sessiz. bi'haberim onlardan, bi'haberler benden. umursamazlık cöktü tüm benligime. ve bu umursamazlık beni umursamayanları umursamama degil yalnızca, umursadıgını sananları da umursamama...
tek sevenim kendimdi ama o da gitti. simdi yol nereye cıkarsa oraya. icimde onlarca nefret, kin, acıma, hayalkırıklıgı ve ask acısıyla... ve ben su an kimsede hic birseyim. bundan sonra ise herkes bende hic birsey. bu son gayretimi de kullandım gecen bir haftada. bitti........ hayallerden kurtuldum. gercekleri coktan görmüstüm tabi. ama yakında onlardan da kurtulucam. bir varmıştım cok görmüstüm, bir gün gitmistim hep kalmıştım olma zamanı... "bitti".........................................................................................................................


Perşembe, Eylül 14, 2006

baş-lıksız son-suz

"of"larımı diziyorum ardı arkasına bu gece. özlemden sıkıldım. neyi özledigimi düsünmekten de. biliyorum geçici hersey... mutluluklar gibi mutsuzluklar da. istedigimde gecmeyen zaman, ona ihtiyaç duydugumda neden hızla akıp tükeniyor? hersey tersinden işliyor gibi. gibi bile degil belki. yalnızlıgı isterken, sıkılıyorum yalnız kalmaktan. O'nu severken, O'nsuz kalmak istiyorum. kendime ait "of"larımı paylaşarak O'na yeni "of"lar ekliyorum. hiç birşeyi degiştiremezken, herşey degişsin istiyorum. ne ölmek arzusundayım ne de yaşamak... eskiye dönmek isterken bile geçmişi yaşamak istemiyorum. karamsarlıkla degil, iyimserlikle yazıyorum ama karamsar kokmasını engelleyemiyorum. gitme vaktindeyim. bundan eminim. ancak gitmek istemiyorum.
birşey yapmalıyım beni kendime getirecek birşey. yarım bıraktıgım birşeyi tam yapmalıyım artık. hayat sandığımı açıp küf tutmaya yüz tutmuş bir emelimi seçmeliyim. önce bir güzel temizlemeli, sonra onu yeniden zamana sürmeliyim.
kendim için yapmalıyım ama önce oglum için. soluk almayı seven bir annesi olsun diye. gözlerinde ümit görünen. dudaklarından hayat akan bir annesi...
bu gece açmalıyım sandığımı. yeniden "ben"im gibi olmaya bu gece başlamalıyım. yarın oldugunda yarılamış olmalıyım "ben"i. kimsesizliklerimi herkeslerime göstermek yerine kendimi "ben"le tanıştırmalıyım.
bu gece başlamalıyım... bu gece yapmalıyım... bu gece... hemen... şimdi başlamalıyım...



SENİ ÇOK SEVİYORUM AŞK!

Pazartesi, Eylül 11, 2006

havadan sudan...

konusalım bakalım. konusalım hanımlar beyler. havadan sudan olsunmus sohbetler. olsun bakalım. biraz havadan biraz sudan...
zaten bir araya geldi mi dört beş kişi malumdur sohbetleri...
bazen en büyük politikacıları ceplerinden çıkarırlar ülke yönetiminde
en iyi ekonomisttirler, bi' öyle yapılsa ne işsizlik kalır ne enflasyon.
yemekte tıkış tıkış doldurulmuş tabaklarında arta kalanları iterek bir kenara "açları" konuşurlar. üzülürler. "oysa herkes bişeyler yapsa açlık diye bir sorun kalmaz"ları konuşurlar. bazıları din konuşur. en dogru dindir tabi kendi inandıgı. "inanca saygılı olunmalı." inanmaya görsün bir başkası bir başka şeye. sesler yükselir hatta silahlar bile söze gelir saygıdan diger inançlara. sevgi için oluşmuşlar, var edilmişler, inmişler ya da sadece icat edilmişler. sevgi için. doğrular için. güzellikler için. hepsi ama hepsi. çakıl taşına da tapsa bir insan, insandır. inanmıştır. o çakıl taşına sıgınır korktugunda digeri tanrısına. o çakıl taşına yalvarır sevdikleri için, digeri tanrısına. ama insan insanı en cok "inanç"la yok etmiştir. savaşları kınarken bile kavga ederek kınarız. "kan dökülmesin artık yeter"i kanla yazarız.
he bi' de güncel sohbetler vardır. o an orda bulunan herkesin bildigi bir isim olmalıdır özne. bazen bir arkadasları, bazen de bir sanatçı ya da bir sanatçımtrak. onun hayatı oluverir birden hayatları. evliligi boşanması aldatması... hep beraber yaşanır. grupça. "ben olsam"lar uçuşur havada. hem de o an kendileri bile değillerken
daha neler var "havadan sudan" denilen başlık altına toplanmış boş kelimelerden oluşan. ama ne hava boştur ne de su. onlarsız kalabilir mi insanoğlu?
boş verin arkadaşlar... boşverin konuşmayı. ya güzellikleri konuşun ya da kınadıklarınızı konuştuktan sonra durdurmak için bişeyler yapın. yaptıgınız şey "hiç birşey"miş gibi görünse de.
ve inançları konuşmayın asla. herkes kendinde yaşasın inancını. herkesin doğrusu kendinde, hatasıyla yanyana eşlik etsin kendisine.
bir şeyleri gerçekten değiştirmek düzeltmek isteyenler varsa eger aranızda, biliyorsunuz ben nerdeyim. hadi gelin.
boş konuşmayalaım hanımlar beyler...
bir şeyler yapalım...
gelin hadi!
hadi!

son basamaga daha cok var
üçer beşer de çıksam bitmiyor
her basamakta yeni bir insan yepyeni hayatlar
her basamakta yeni hüzünler yeni tatlar
gülüşler çıglıklar
gözyaşları özlemler
arzular tiksintiler
her basamak yeni
her basamak bir öncekinden kaygan
çıktıkça çıkıyorum
dizlerim agrıyor artık
nefesim tıkanıyor
durup dinlenmek istesem biraz
arkadan gelenler izin vermiyor
ellerinden tuttuklarım da var
tutup çıkmalarına yardım ettiklerim
ya da çıkmama yardım edenler
çıkıyorum çıkıyoruz
bazen yavaş bazen daha hızlı
bitecek nasılsa
bir gün bitecek
ama bir şey var ki hiç göremedim
merak da etmiyor degilim hani
ya iniş?
o ne tarafta?


Deniz'ime...

canım oglum
Deniz'im...
Deniz'imiz.
Aşk adamın denizi,
Bana aşk getir.
Adın gibi, cömert ve cesur
Güzel ve gizemli...
Bahtın açık, gelişin ugurlu olsun.

Sev, sevil
Hayata baglı ol.
Yaşama sevinci doldursun kalbini.
Güvenilir insanlar çıksın karşına.
Tanrım kötülükleri uzak tutsun senden.

canım oglum
Deniz'im...
Deniz'imiz.
Aşk adamın denizi,
Bana aşk getir.
Adın gibi, cömert ve cesur
Güzel ve gizemli...
Bahtın açık, gelişin uğurlu olsun.

Gülümse dünyaya,
O gülümseyecek sana.
Dogruyu bil, bildiginden şaşma.
Deniz'im aşkı bil "Kerem ve Aslı" gibi.
Doldur, tıka basa, kalbine sevgimi...

Canım oglum
Deniz'im...
Deniz'imiz.
Aşk adamın denizi.
Bana aşk getir.
Adın gibi, cömert ve cesur
Güzel ve gizemli.
Bahtın açık
Gelişin ugurlu olsun...




Pazar, Eylül 10, 2006

aşk nerdesin... gel!

nerdesin aşk. gel... lütfen... sensizim cok... sarıl... "hersey yoluna girecek, sadece biraz zaman" de. öp. sev. seviş. gel, sana oyle ihtiyacım var ki... korkularımı al lütfen. al hepsini. kucakla beni. ısıt. üşüyorum çok. uyut koynunda. yarım bırakma beni. aşk çok yarımım şu an. gücüm tükendi. yalnızım. yine o. lanet olası ölüm geliyor aklıma. kurtuluş. huzur. nefesin bittiği sanılan ama nefes aldırtan ölüm. sonsuz bir uyku gibi duran ama sonsuza uyanış olan ölüm.
gel aşk. sana ihtiyacım var.
eger gelmeyeceksen... yarı yolda bırakıp, yok olacaksan bir tek cümlenle, şimdi git. git ve beni benimle bırak. ya şimdi, şu an bırak ya da HEP bende kal ne olur.
seni seviyorum. "seni seviyorum" demeyi seviyorum. gitmek varsa "birgün"lerinde şimdi git. arama. sorma. git. gitmezsen şimdi bil ki sonsuza dek kurtulamazsın ne benden ne sevgimden.
aşk, ya şimdi ya hiç.........


neden?

neden? simdi neden? bunu bana yapmaya ne hakkin vardi? beni sevmeni ben istemedim ki... sana hic umit verdim mi? neden yaktin canimi bu kadar? n'olur anla beni... n'olur sev ama dost gibi sev. kardes gibi. yapma n'olur... n'olur... sana bu kadar acı verdigimi bilmekle yasamam mumkun mu? vazgec lutfen. anla beni. yakinimda ol ama benim yakinligim gibi... benim sevgim gibi olsun sevgin. dene. aglama bi' daha n'olur. kalbimde biri varken nasil alabilirim ki seni iceriye? bak etrafta yuzlerce bos kalp var, gir birine... yapma n'olur. gozyaslarin beni bogdu bugun. nefes alamadim inan. seni cok seviyorum kiyamam ama ayni degil iste sevgimiz affet. uzulmene dayanamam. gitmeni istemek istemiyorum n'olur... n'olur "bitti" de. "seni senin beni sevdigin gibi seviyorum" de "yanilmisim" de... sensiz kalmak istemiyorum yalvaririm beni mecbur bırakma... neden? bunca zaman aşkla yanaştın madem, neden kandırdın beni dost gülüsünle? neden? sana bu kadar zindan etmek hayatı... ne yaptim ki ben? seni seviyorum ama bu sevgi bambaska. tenini istemiyor tenim. kokunu özlemiyorum. varligini istiyorum. güvenini. sırdaşlığını. dostlugunu. bırakma beni. bıraktırma kendini. aglama bi' daha n'olur. kalbimi parcaladi goz yaslarin. sebebi ben olmayayim onlarin n'olur. sadece dinleyeni olayım. gitme bende kal ama benim seni gördügüm gibi görerek kal yalvaririm. yıllarimi yakalamıştım oysa hepsi gidiverdi bugun sanki ellerimden. neden sen? neden? neden ben? sanki beynim uyusuyor, nefes bile alamıyorum şu an. hep o halin geliyor gözlerimin önüne. canavar gibi hissediyorum kendimi şu an. neden dostum? neden sırdaşım? neden güvendiğim? neden ben? neden sen? başkası olsa düşünmezdim böyle. "defol git yaklaşma bana" derdim. ama sen? sensiz kalamam ki... benken hep vardın çünkü. hep tuttun ellerimden. gözyaşlarımı hep sende akıttım cesurca. imkansız aşkımın sırdaşı bile sen oldun oysa. neden şimdi? tam kendimi bulmuşken. tam hayattan eminken. ve tam bunları seninle paylaşmışken. neden? gitme n'olur. gitmeni istetme. yalvaririm "şaka" de. n'olur... "şaka" de. "şaka" de... gitmeni istetme. GİTmeni istetme.... GİTmeni istetip beni sensiz bırakma... dostum, sırdaşım, karagünlerimin dertortağı... mutlu günlerimin kahkahaları. yaslanacak bir omzum varken beni mahrum etme senden. "seni seviyorum" deme bana bi' daha. desen de öyle bakma. ağlama. benim gibi söyle lütfen. benim gibi "seni seviyorum dostum"
aşık oldum ben dost. olamasam da sen olmazdin o aşk affet. ben seni sırdaş bildim. yakınım bildim. n'olur ama n'olur "yok" de. "yalan" de. GİTmeni istetme... GİTme. n'olur GİTme... GİT...me...



Cumartesi, Eylül 09, 2006

canımsın...

canim, kanim, kardesim...
yazmadan edemedim. dun okudum seni tekrar ve tekrar her satiri, her kelimeni... bencilligimden utandim. ben benim derdime dusmusken seni hic anlamadim. icini acamadin bana cunku uzagindaydim. uzmemek icindi belki, belki de onemsemem diye dusundun... sen benim kanimsin. hayata ayni kanla, ayni nefesle basladik... ellerimiz, gozlerimiz, kalbimiz ayni yerde olustu. en kucuk bir uzuntun, bir gozyasin, cukurlar oyar kalbimde. kiyamam sana Onur'um. aslinda konustuk seninle ama konusulamadiklarindan. yuzyuze gozgoze dokemedik hic icimizi karsilikli nedense. ne ben cesaret ettim baslamaya ne sen. bir baslasaydi kelimeler oyle bir akacaklardi ki. biliyorsun sirrimi ogrendin. bugune kadar gizledigim kendime bile soylemeye cesaret edemedigim, inanilmasi zor, senin icin en zor sirrimi. bu sir bana ölümü düsündürdü onlarca kez. yapmadim. korkudan degil. oglumdan yapmadim. yillarin biriktirdikleri icimde oyle bir kaya olusturmus ki zor parcaladim ama hala yikamadim. basaracagim biliyorum ya da umidim var hala. ustuste getirdi hatalari, uzaklasma telasim. kurtulma cabam. kim olursa olsun, ne olursa olsundu o vakit istedigim. yeter ki bitsindi. ama kocaman bir bosluk, asksiz bir hayat ve minicik bir kalp de bitiremedi iste. tek basima cabaladim duyulmasin, karismasin dunyasi sevdiklerimin diye. yoruldum Onur'um. cok yoruldum artik. ne olursa olsuna geldim ve anlattim sana, yukumu omuzla biraz ki tasiyabileyim istedim. senin de omuzlarinda baska yukler varken bir agirlik da benden geldi oysa. ama sen... gozlerinsiz de olsa oyle seyler soyledin ki bana... huzur verdin. hafiflettin. anladin. yardim ettin. biri var kimse olmasa da yanimda dedirttin. agir bir yuk biliyorum ama inan denedim yillarca tek basima tasimayi. affet beni cok agir tarafi geldi belki sana. herseyim, kardesim, kanim... simdi bende sira. yukum hafifledi nasil olsa. hadi ver biraz sendekinden omuzlarima. paylas ablam. paylas ki nefes nefese kalmaktan goremediklerini gor. senin kim oldugunu bil. bilmedigini anladim cunku okudukca seni. farket lutfen degerini. bir kadinim ben ve bilirim ne bekler bir kadin sevdiginden. nasil olmali sevdigi... bilirim. bir kadinim ben. gozleri gulmeli ilk once. gozleri beni benden almali, seninkiler gibi olmali... guzel bir yuzu olmali ki kalbinin yansimasidir yuzu. yuzunden anlamaliyim kalbinin guzelligini. zeki olmali her konuda. her konuda. beni anlayabilsin diye. insanlari olaylari anlayabilsin diye. anlayabilsin ki kendimi yaninda guvende hissedeyim. zeki olmali senin gibi. kalbi konusabilmeli. dokebilmeli siirle muzikle icindekileri disariya. bazen aglatmali beni canim aglamak istediginde bazen guldurmeli. okudukca, dinledikce anlamaliyim askini... hissetmeliyim her hucremde... kalbi konusabilmeli senin ki gibi... dayanamamali bensizlige. aramali, sormali, istemeli beni yaninda. istemeli ki bilmeliyim askinin buyuklugunu bu istekten. bensiz kalmaktan nefret ettigini gorerek sarilmaliyim umit dolu ona. asla onsuz kalmayacagimi bilmenin umidiyle, mutluluguyla... dayanamamali sevdiginsiz kalmaya ayni senin gibi...
simdi anla artik Onurum, kapkara gozlerinle degil daha icinden bak simdi kendine. sevdiginlesin ne mutlu sana. seviyorsun dolu dizgin. seviliyorsun eminim de. ama hissettigin an minicik bir suphe... "acaba"lardan biri bile duserse bir an aklina, birak huzunlemeyi aninda kenara. biraz acitsa da unutma, sen en sevenini bulacaksin. cunku seni en seven hak ediyor. en anlayan. en mutlu edecek olan. belki buldun belki hala bir tesadufu bekliyor bir yerlerde. ama en seven olacak seninle. ve kendin -ki seni tek anlayanin- o zaten hep seninle. ve ben ablam, nefes aldigim surece... seni cok seviyorum Onurum. izin verme hic birseyin, hic kimsenin sendeki guzellikleri alip goturmesine. izin verme sana aitlerin yok olmasina. izin verme seni sen yapan senlerden faydalanilmasina. seni senken, seni sen yapanlarinla seven isteyen ozleyen saran sevdigini bulana kadar kos. belki buldun belki degil ama kos yine de. ben seninleyim unutma bitanem. "ablam" de "gel" de "konus" de "dinle" de ya da hic birsey demeden sokul sadece. ben seninleyim. ayni yerde basladi kalbimiz atmaya ve benim ki hala seninkiyle atiyor unutma........


Cuma, Eylül 08, 2006

sizin için

kendimizle başlamış hepimizin yolu. bir yerlerde kesişmiş birbirimizle. ve ne olursa olsun varız birbirimizin anılarında, hayatlarında bundan böyle. kimileriyle koşarak almışız yolumuzu kimileriyle emeklemişiz.
benim de herkes gibi bir yolum var iki kapı arasında uzanan. çok yollarla kesişti, çok hayatlar tanıdı. geri adım attıranlarım da oldu, adımlarımı üçer beşer attıranlarım da. ama öyle yollarla kesiştim ki arada, aynı güzergahtaydık. aynı yöne uzanıyorduk. çukursuz dümdüz oluyordu yolum her kesişmemde o yollarla.
eğer hala gülümseyebiliyorsam bu kadar içten sayenizde. yollarınızı yoluma sürdüğünüzden. yeni kavşaklar sunduğunuzdan. diyorsunuz ki gözlerim parlıyor, emin olun ki sadece size bakarken. içimi ısıtanlarım. dostlarım, sevdiklerim, sevgiliM... umut oldunuz yeniden içimde. bahar verdiniz tazecik çiçekleriyle mis kokan. sıcacık güneşinizle erittim buzlarını kalbimin. su olup aktilar gözlerimden bugün. okudukça sizleri, okudukça AŞKIMI iyice yeşerdi kırlarım. meyvelendi ağaçlarım. anlatmak istemiştim yalnızlığı demek hiç yaşayıp görmeden. sizler de emin olun, "yalnız"lık kelimesini sadece cümle içinde kullanacaksınız o kadar. anlamını bilmeden hissetmeden. yaşamadan. ben sizdeyim seslenin yeter.
ve AŞK, anlayanlar var aşkı. bizi bildiklerinden. bak gördün mü, aşık olmak ne ayıp, ne yasak, ne de zormuş meğer. yolumun senden önce başlaması değil, yolunla kesişmiş olmasıymış önemli olan. dışardan bakıldığı gibi değil bizim gördüklerimizi yaşamakmış aşk. sen ben bildikten sonra kimse öğrenmese de olurmuş BİZi. BİZ olduğumuzu bilsinler yetermiş. kalbim kalbinle atıyorsa, kalbin kalbimi kapsıyorsa gerisi figüranlarıymış hayatımızın, dekoruymuş sadece.
eğer bu masalsa, bir aşk masalı... mutsuz sonla biten masal yok aşkım. masalı masal yapan mutlu sonu zaten. izin verelim diğer karakterlerin masalımızı zenginleştirmelerine. yolları uzuyorsa yollarımıza, yolumuza doğru... girsinler oynasınlar rollerini nasılsa masallarda iyiler kalır, kötüler hep gider. sonunda göreceğiz inan bana sevenlerimizin ve BİZim üstümüze düşecek gökten düşen üç elma.
Gökten üç elma düşmüş, biri SANA biri BANA biri sevenlerimize.



Perşembe, Eylül 07, 2006

boşverrrr....

dusundum de ne sıkıyorum ki canımı aramadı, sormadı, merak etmedi... bundan böyle herşey eşit. herkes bende herkes kadar. arandıgım kadar arayıp, özlendigim kadar özleyecegim... sevildigimce sevilip, düsünüldügümce düsünecegim. kimse cesaret edemez bana "hiç düsünmedin beni" demeye. bilir ki düsündügü kadar düsünülüyor çünkü. ya da "sen beni sevmiyorsun" diyen bilir ki beni sevmemiş... belli seyler var ki kendimle kısas yapacagim. hakkettigim kadar mutlu, didindigim kadar basarılı olacagım. kimi zaman bir harfti beklentim, kimi zaman o bile degil. minicik bir işaretle mutlu olabiliyordum oysa. ama artik beklemiyorum kimseden hiç birşey. cünkü gördüm ki sözler uçup gidiyor... gözler bile iki yüzlü olmus. e ben de dünyaya uyayım dedim. aldığım kadarını verip, gördüğüm kadarını gösterecegim. biraz da böyle yaşayıp "boşverrrr" demeyi deneme vakti. en güzel "boşverr" diyene, "boşverr"i en iyi kullanana, ne yazık ki o gittikten sonra "boşverrr" demeyi öğrendigim için ona kocaman bir özür borçlu olduguma sesleniyorum. EGER BENI DUYUYORSAN NİLGÜN'ÜM, BAK BAGIRARAK SOYLUYORUM. TIPKI SENİN GİBİ "DEGMEZ HIC BIRSEYE, HİC KİMSEYE. YAŞA KENDINI BE GÜLÜM BOŞVEEERRRRRR"


aşk ve kuyrukluyıldız A.A.

gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
söz birliği etmişcesine"aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra"
oysa ne yalan söyliyeyim,
ben yalnızcabir kuyrukluyıldıza çarptığımı sanmıştım
yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken
yüreğim bir patlamayla aydınlanınca

SENI COK SEVIYORUM ASK...




yine sana dair N.H.R. (ve yine sana dair aşk)

Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende, ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...


bil bakalım sen kimsin?

bu yazım sana. evet sana. madem ki ilk baktıgın seyler icinde benim sayfam en üstte. o zaman oku bakalım sana neler varmıs bu sayfada.
upuzun yıllar önce tanıştık seninle. hep kıpır kıpır neşe doluydun ve hala da öyle. her anlattıgına gülerdim hatırlar mısın? hatta bazen kızardın bu gülüslerime. ama oyle neseli oyle guzel anlatırdın ki en korkunc olayları bile. yıllar gecti hep oldun bi sekilde bende. sen kendini ben kendimi yasadik bi süre. simdi yıllar sonra yenilendik farkında mısın? belki bilmiyorsun belki degil eminim bilmiyorsun ama benim tek dinleyenim tek anlayanımsın. hala güldürüyor beni sözcüklerin. aglarken bile yetiyor bir kelimen gülümsememe. hep olumlu bakıyorsun hayata ne güzel. bi gün ögrenmeliyim senden bu isin sırrını. dilerim hersey istedigin gibi, hayal ettigin gibi, hatta hayal dahi edemedigin kadar güzel olur hayatında. ve beni düsündügün icin, hep yanımda oldugun icin, en güvenebileceklerimden en yakınlarımdan bile daha cok BENli oldugun icin cok tesekkur ederim. cok...
ne zaman beraber yaptıgımız beraber paylastıgımız bişeyi dusunsem ta o gunlere gidiyorum sanki. hatırlar mısın bir gün cok ciddi ders calısıyoruz. ve benim karnım sürekli gurulduyor. biraz utanıyorum aslında o an ama elimden de bir şey gelmiyor. tamamen koptum dersten aklım karnımda. engel olamıyorum bir türlü gurultusuna. anlatırken konuyu sen birden döndün bana:" içten içe çöküyorsun sen yahu" dedin ve yine ders notlarına döndün hemen ardından sözcüklerinin. bittim. gülemedim cünkü cok ciddiydin ama icimden öyle kahkahalar atmiştim ki, hala her karnım guruldadıgında gelir kelimelerin aklıma, gülümserim. dedim ya hep gülümsettin beni bugune kadar. her ne olduysa basardin bunu. simdi bende oyle bir yerdesin ki... biliyorum kimseler olmasa da etrafımda, kalmasa bir kişi beni dinleyen SEN varsın hep. biliyorum. ve bunu bilmek de beni yine gülümsetiyor. ve her bir gülümsememin tek tek tesekkurleri birikiyor... analdın di mi kendini? kimsin anladın di mi? "ja, du... du bist es... nur du... danke, dass du immer da bist Aziz... Danke fur alles..."


Çarşamba, Eylül 06, 2006

bir dosta cevap...

bilmek lazım aşkı. yaşamak ... eski türk filmlerindeki esas kız olmak esas oğlan olmak lazım. benim aşktan anladığım bu. onsuz eksik olmalı bir yanın hep. ve o senin aradığın gibi aramalı, senin sorduğun gibi sormalı seni... seni senin onu anladığın gibi anlamalı. özlemeli özlediğin kadar... göstermeli özlemini. bilmelisin ondaki değerini. hissetmelisin. korkmazsın o zaman ayrılıktan. sevgisinin kronometresini tutmana gerek kalmaz ellerinde o zaman. "seni seviyorum" demekten utanmamalısın "seni seviyorum" demekten utanmamalı. "zaten biliyor"lari uzak tutmalısın hayatınızdan. "bilse de ben soylemeye doyamıyorum"ları yaşamalısın hep. ellerini istemeli ellerin. gözlerin gözlerini düşlemeli. dudakların sıcaklığını aramalı. ve sen bir yanını hep eksik hissetmelisin ve o yanını onunla tamamlamalısın. benim "sevmek"ten anladığım bu... ve en önemlisi dostum, en önemlisi bunları hissettiğini anlamalıdır AŞK dediğin sahibin... anlamalıdır... anlamıyorsa..............

Bagisla A.N.


Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi


Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya her şey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken seviye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Seviye on kala ölüme beş


Pazartesi, Eylül 04, 2006

"o" daha guzel soylemis N.H.R.

her gunum mis gibi dunya kokan bir kavun dilimi senin sayende
butun yemisler elime gunestenmisim gibi uzaniyor senin sayende
senin sayende yalniz umutlardan aliyorum balimi
yuregimin calisi senin sayende
en yalniz aksamlarim bile duvarinda gulen bir anadolu kilimi senin sayende
sehrime ulasmadan bitirirken yolumu gul bahcesinde dinlendim senin sayende
senin sayende iceri sokmuyorum
en yumusak urbalarini giyip
buyuk rahatliga cagiran turkuleriyle kapimi calan ölümü