ne bugün ne dün var.
daha elimi bir harfe uzattığım an, bitiyor o "an".
"herşey geçmişte kalıyor"u yazışım bile geçmişte kaldı.
an'ları bitirerek "geçmek bilmeyen zamanın" "yıllarını" tüketiyoruz.
her geçen an bi' daha "aynen" yaşanamayacak bir an madem,
o zaman "o anların tadını çıkaralım" derken bile o an'ları geçmişte bırakıp, değerlendiremiyoruz.
"an"larımız laflarla geçiyor yani.
ve ben biten her anımda, istisnasız her anımda mutlaka "sen"liyim.
"aşk"lıyım.
"aşk"layım.
bensiz geçen bir anımın olmasının mümkün olmaması gibi,
sensiz geçen bir anımın olması da mümkün değil artık.
bu "an"ların her bir "an"ında neler olacak ve olur olmaz o "an"da kalacak, o "an"ın anısı olacak, bilmiyorum.
ama eğer olacak olan "yarınım" varsa, o "yarınım"dasın aşk.
o yarınımın "an"ları sen'den oluşacak...
işte bu yüzden aşk,
"seni seviyorum" deyişlerimin geçmiş bir "an"da kalmaması için belki de her "an" sana "seni seviyorum" diyorum.
yoruldum artık, tek tek "an"lardan ibaret ama toplamda yıllarıma denk "istemediklerimi" yaşamaktan.
herşeyden, herkesten sıyrılırcasına yoruldum...
ısınmakta zorlanırcasına,
gülmek için çabalamak zorunda kalırcasına yoruldum.
nefes bile almak istemezcesine,
yok olup gitmek istercesine yoruldum.
güzel "an"lar istiyorum artık aşk.
bir sürü güzel an...
toplandıklarında "bir ömür" edecek kadar çok,
o kadar çok güzel "an"...