Pazar, Ocak 01, 2012

Uçurtmalarımızı maviliklere salacak kadar cesur olalım...

neden korkuyor insanlar?
özgürlükten bu kadar korkmak neden?
neden maviliklerde süzülme korkusu?
neden herkes herkesten sorumlu?
birilerinin gülmesi neden mutsuz ediyor diğerlerini?
neden artık gülüşler bile satın alınabiliyor?
aslolan "yaşamak"sa yok etme çabaları neden?
neden "-mış gibi" yaşıyoruz,
"-mış gibi" yapıyoruz?
neden "aşık olmak" ayıp?
neden "sevişmek" günah?
Barış'ın sorusunda mı gizli cevaplar?
Yoksa İnci'nin yanıtında mı?
-Niye uçmuyor İnci?
-Uçar bir gün...

3 yorum:

Elif dedi ki...

Bizim de ucurtmalarimiz bir gun ucucak degil mi?
Onlar uctugu zaman, iste o an kavusucagiz ozgurlugumuze. Kimse durduramayacak bizi. Yasadigimiz her saniyenin tadi ayri olucak. Yasamaya doyamiyacagiz. Çok çok mutlu olucagiz sonunda. Ucurtmalarimizin suzulusunu izlerken gokyuzunde,iyi ki pes etmemisiz diyecegiz...

edi.ben dedi ki...

evet Elifim... inan bana... sen ve ben görebiliyoruz "mavi"yi. o nedenle hak ediyoruz, özgürce süzülmeyi maviliklerde.
seni çok seviyorum (bunu hep bil e mi? hepppp)
bir elim her zaman sana uzanmış durumda. yalnız senin ihtiyacın olduğu için değil, benim de çoğu zaman tutacak bir ele ihtiyacım olduğundan ;)
sarıldım sımsıkı... :)

zeymö dedi ki...

Bu filmi izlediğimide lisedeydik ve hayatımızın ennnnn mutlu günlerini yaşıyorduk. Nasıl da etkilemişti minik Barış bizi. Anneciğinin kaderine ortak olup, cezaevinde tutsak olarak doğmuştu masum Barış.Her şeye rağmen adı gibi "Barış"ıktı hayatla Barış. Minik yüreğinden taşan heyecanıyla izlerken uçurtmasını tanımadığı özgürlüğün hayallerini kuruyordu. Maalesef yalnızca kapalı bir yerde tutulmakla tutsak olunmuyormuş, büyüyünce anladım. Düşüncenin, başkalarının baskılarının yarattığı esaretten kurtulmak çok daha zormuş. Üstelik gününü doldurup kurtulamıyormuş insan:(