Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünü kazanmıştım. 19umdaydım. açıkçası bir parça tanıdık hatrının payı da vardı kazanmamda... kıyamet koptu evde. "olmaz" dediler.
olmadı.
yıllar sonra nadiren görülen bir ilanla yeniden kavuştum tiyatroma. şehir tiyatroları konservatuar mezunularının dışında sınavla eleman alacaktı. gizlice girdim sınava. başardım. Üniversite son sınıftaydım bu sefer. "bitirmelisin" dediler. "olmaz" dediler. halbuki zaten bir diplomam vardı. onların tabiriyle "altın bileziğimi" takmıştım koluma. ikinci bir diploma uğruna vazgeçmek saçma olurdu bu en büyük aşkımdan. ama yok... olmaz... ne yaptıysam nafile.
23tü yaşım şehir tiyatrolarından "devamsızlık nedeniyle kaydınız silinmiştir" yazısı geldiğinde. hala saklarım o mektubu.
sonra 30umu geçtim.
o hayalin elini öğrencilerimle sahnelediğim, yazdığım oyunlarla tuttum.
ta ki bir gün Kerem Alışık'la karşılaşıncaya dek. o beni tekrar kavuşturdu aşkıma. onun sayesinde seviştim tiyatromla yeniden. hazırdım vazgeçmeye doktoramdan bile.
ve sonra...
çok iyi bir maaş
çok iyi bir muhitte iyi bir evin kirası
araba
ve beni tiyatromdan ayıran hatta belki de sonsuza dek ayıran o teklifin asıl büyük maddesi,
oğluma international bir okulda okuma fırsatı
tüm masrafları karşılanacaktı hem de.
ingilizce, rusça, fransızca öğrenecekti.
onun geleceğiydi söz konusu olan.
ne maaş ne ev ne araba değildi beni tiyatromdan ayıran.
oğlumun "yarın"ıydı.
ve şimdi Moskova'dayım, tüm sevdiklerimi ve en büyük aşkımı geride bırakarak.
sanki yeniden doğmuşum ve herşeyi yeni öğreniyormuşum gibi hissederek.
düşünerek.
özleyerek.
korkarak.
umut ederek.
alışmaya çalışarak.
unutmaya çalışarak Moskova'dayım.
bir aşk için vazgeçmiştim
onun hediyesi nedeniyle mecbur kalmıştım.
büyük aşkım için "hayır" demiştim
oğlumun "yarın"ı kazandı...
geldim.
10 yorum:
edi,
insan gercekten isteyince hep buluyor istedigi insani. ben eminim orada da bulacak seni yeniden askin seni... bambaska renklerle bambaska kiliklarda. ve bazen yenilik cok iyidir edi.
öpüyorum seni
bulur mu dersin Özlem'im?
gerçekten isteyince olur mu dersin?
offf biliyorsun sen.
gözlerimden gördün
biliyorsun her nefesimde "tiyatro" soluduğumu.
neden kavuşamıyoruz o zaman Özlem'im?
bulur mu gerçekten?
çok isteyince olur mu peki?
ben de öptüm
(Deniz de öpüyormuş :) )
oluyor olur...
ebeveyn olmak böyle birşey işte... onun için kendinden vazgeçmek bunun adı... :s
kendin diye bir şey olmuyor ki Nakhar'ım. hayatın "o" oluyor. ama şikayet anlamında yazmıyorum. çok güzel bir duygu bu.
Deniz'imin sevgisini hiç bir şeye değişmem :)
minicik kalpli kocaman aşkım o benim.
Sevgi-saygı ve Özlem'le anıyorum; arada bir uğruyorum bu bloga bazen yazılar yerinde saysa da, anlamlar ve duygular bütün heyecanıyla ilerlemekte olduğunu görüyorum.
Yazıların yerinde saydığını gördüğümde, "acaba Edi'yi buradan uzak tutan şey nedir?" diye düşünmeden de edemiyorum. Sonra cevabını yine "Edi'nin hiperaktif, insan ve meslek sevgisine ayırdığı zamandadır" diyerek avunmaya çalışıyorum.
Deniz Bey'den söz etmişken,
Hayatta "büyüğün (anne-baba) yitirdiğini, çocuğunun bulma olasılığı çok yüksek" Sevgili Edi bu konuda dikkatli olduğunu sanıyorum.
Bizim Oğlumuz Volkan'dan söz etmeden de geçemeyeceğim. Çünkü, Edi beni gaza getirdi:))
Volkan'ımız 18 yaşına yeni girdi. Bu yıl çok hedeflediği Ankara Tıp Fak.sini kazandı. Yaz tatilinde sürücü ehliyetini de alarak, elimden Arabamı da aldı:)
Sevgili "Edi Halasını" çok iyi anlıyorum, sevgi konusunda.
Moskova anılarını yazacağını düşünüyorum ve zevkle okuruz umarım.
Sevgiylekal.
önceee Volkan'ı tebrik ediyorum ve kocaman sarıyorum. Doktorum hazır yani ilerleyen yaşımda, güvenebileceğim bir doktorum olacak :).
beni yazmaktan uzak tutan şey, henüz tamamı gelmemiş eşyalarım. Bilgisayarım tam değil henüz. İnternetim de onlar gelmeden ayarlanamıyor ev sahibim tarafından :s
ve Moskova anılarım... birikmeye başladılar bile :)
yarı acı yarı komik. bazen trajikomik bazen komeditrajik yaşananlarım bekliyor klavyenin ucundan akmak için bu sayfaya :)
bir- iki hafta daha sabredecekler kelimeler.
o zamana kadar onlara "dasvidanya" (hani Rusça öğreniyorum ya havamı da attım bu arada)
oğlunuzu tekrar tebrik ediyorum. Umarım Deniz'im de Volkan abisi gibi yapar. yani sevincimi içimden taşırır başarılarıyla.
pardon düzeltiyorum, "mutluluklarıyla"...
biliyorum ki onların mutlulukları, başarılarından, kazançlarından, kazanımlarından daha çok mutlu ediyor bizleri.
sevgiler size ve ailenize.
kazanan sadece oğlunun yarını değil edi hepiniz kazandınız ...
hem ayrılıkta sevdadan dır demezlermi ?
araya biraz özlem girse daha büyük bir kavuşma olmazmı?
olur neden olmasın ...
bakarsın rusya devlet tiyatrosunda bulursun aşkını kim bilebilir ki?
yüreğinle kal edicim
o seni doğru olana götürüyor emin ol
"ayrılık da sevdadan" bak bu doğru Diagonal'im. tüm sevdalarımdan ayrıyım ve ayrıldıklarımla sevdalı.
(tiyatrom, dostlarım, sevdiklerim ve "aşk"ım.)
Kızdım sana ,üzüldüm yazını okuyunca belki ben de senin gibi korkak davrandığım için,garanti bi gelecek için tatminsizlik dolu korkak bi hayat yaşıyoruz aslında,umarım bi yolunu bulursun...
korkaklık mı? bilmiyorum sevgili Delikanlı. Oğluşumun geleceği için tüm geleceğimden vazgeçmek, hayallerimden vazgeçmek, korkaklık mı yoksa cesaretlerin en büyüğü mü... inan ki ben de bilmiyorum :(
Yorum Gönder