oysa "ilaç" olmasını beklerken, hayatımızdan çalıyor.
ölüme yaklaştıkça bizler, zaman, dertlere ilaç oluyor.
unutmak istediğimiz herşeyin geride kalması için zamanın akması gerekiyor.
o aktıkça zamanımız azalıyor...
demek ki;
zaman kaybetmeden, unutmayı öğrenmek gerek...
4 yorum:
kırık penceresindeydin evin..kahverengi hüzünler vardı nerden geldiğini bilmediğimiz..
önce baktın yüzüme..gözlerime..ve sonra..
..gittin..
arkandan hiçbirşey söyleyemedim..’’kal’’ diyemedim mesela..yada’’ bekle’’..’’dinle 2 dakika..’
şimdi yüreğim hala o kırık penceresinde evinin...hüzünlerin yerini öğrendim..
..gidişindeymiş…
ve bakıyorum hala yüzüne.gözlerine..inatla!..ve sonra..
..gidiyorum..
arkamdan hiçbirşey söylemiyorsun..’kal ‘’demiyorsun mesela..ya da ‘’bekle’’..’’dinle 2 dakika..’’
evet zaman kaybetmeden unutmayı öğrenmek gerek
ama
öğrenmek içinde bir okadar zaman ....
bu ne perhiz bu ne lahana turşusu durumları gibi geliyor ilk başlarda...
Goethe'nin son sözü neydi?
"ışık daha çok ışık" dediydi.
nerde ışık,
ben onunla barışık...
Edi
"Güneş her sabah yeniden doğar,
Her sabah taze bir başlangıçtır."
bir gazetenin sloganı
Güneş ile her gün yeniden doğup,
Her sabah (hayata dair) yeni şeylere bakmak gerek. Ama nasıl?
İşte bütün mesle bu:)
"Vardır elbette bir yolu" dedi ahmet kaya.
Yorum Gönder