işte bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel
Kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece!
Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak,
ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
Çünkü, o ölüm uykularında
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar."
(W. Shakespeare)
10 yorum:
ben Göthe severim onu derim madem W. Shakespeare den dem vuruyoruz bu da benden sana aşkım :)
Prometheus
Karart göklerini Zeus,
Duman duman bulutlarla;
Diken başlarını yolan çocuk gibi de
Oyna meşelerin, dağların doruklarıyla.
Ama benim dünyama dokunamazsın,
Ne senin yapmadığın kulübeme
Ne de ateşini kıskandığın ocağıma.
Su evrende siz tanrılardan
Daha zavallısı var mı bilmem:
Kurban vergileri
Dua üfürükleriyle beslenir
Haşmetli varlığınız zar zor.
Size umut bağlayan budalalar,
Çocuklar, dilenciler olmasa
Yok olur giderdiniz çoktan.
Ben de bir çocukken
Ne yapacağımı bilmez olunca
Çevirirdim güneşe doğru
Görmediğini gören gözlerimi;
Yakarışımı dinleyecek
Bir kulak varmış gibi yukarda;
Varmış gibi derdimle dertlenecek
Benimkine benzer bir yürek yukarda.
Azgın devlere karsı
Kim yardım etti bana?
Kim kurtardı beni ölümden,
Kim kurtardı kölelikten?
Şu benim yüreğim değil mi,
Kutsal bir ateşle yanan yüreğim,
Her isi basarmış olan?
O değil mi coşup taşarak,
Yukarda uyuyanı aldatarak
Başımı beladan kurtaran?
Benim seni kutlamam mı gerek? Niçin?
Hiç derdime derman oldun mu sen
Derdine derman bulamayanın?
Gözyaşını sildin mi hiç
Bası darda olanların?
Kim adam etti beni?
Güçlüler güçlüsü Zaman
Ve önü sonu gelmeyen Kader, değil mi?
Onlar değil mi
Senin de benim de efendilerimiz?
Sen yoksa beni
yasamaktan bıkar mi sandın?
Kaçar çöllere giderim mi sandın
Açmıyor diye
Tüm düş tohumcukları?
Bak işte, yerli yerindeyim;
İnsanlar yetiştiriyorum bana benzer;
Bütün bir kuşak benim gibi,
Acılara katlanacak, ağlayacak,
Gülecek, sevinecek,
Ve aldırış etmeyecek sana
Benim gibi!
Johann Volfgang von Goethe
sein oder nicht sein ;)bir Goethe klasiği benden sana bebeğim kurulu düzene baş kaldıran dizeler...
Ömer HAYYAM dan bi rubai ile tekrar çalayım kapını ölüm yok ama aşk var yaşamın takendisi :)
Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana, yürekten:
Sevginle gireceğim toprağa,
Sevginle çıkacağım topraktan.
Ömer HAYYAM
Goethe'siz olur mu zaten bebiş? :)
harikasınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn :-*
harika
Ömer Hayyam? işte bak bak ne kadar benziyoruz bak! Goethe, Ömer Hayyam...
her dörtlüğü başka bir ses kulaklarımda takılı kalan. hele bi' sözü var ki bitanem, o söz benim her zaman imdadıma yetişiyor.
"hayat kısa insanoğlu, kesildikçe biten otlar gibi yeşermeyeceksin bir daha"
BİR KALP Kİ
Bir kalb ki onun sevmesi, aldanması yok.
Tutkunluğu yok, bir güzele yanması yok.
Bin kez yazık olsun sevisiz bir yüreğe,
Aşksız geçecek günlerin faydası yok
Ömer HAYYAM
yorumsuz :)
Aşksız geçecek günlerin faydası yok
yok gerçekten yok... yok bitanem yok...
Bırak acı yüreğinde konaklasın
Olmaza çare arama...
Kimse sana gülmeden sen acıya gülümse,
Yaşamana bak!
Ömer HAYYAM
benim yarim severde ben doldurmazmıyım buraları
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
İki başımız var, bir bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç başbaşa verecek değil miyiz?
Çekmeyiz aşağılık dünyanın gamını
Özleriz gül rengi şarabın canını
Şarap dünyannın kanı dünya ise kanlımız
Niçin içmeyelim kanlımızın kanını
Ömür defterinden bir fal açtım gönlümce;
Halden anlar bir dost gelip falı görünce:
Ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin:
Ay gibi bir sevgili, yıl gibi bir gece.
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi el alem!
Yeryüzü padişahların, kralların olsun.
Cehennem kötü insanın olsun, cennet iyi insanın..
Tanrıya toz kondurmamak meleğin işi olsun,
Temizlik, cennet kapıcısının işi..
Kim, ne olursa olsun,
Sevgili bizim olsun tek,
Canı, canımız olsun..
geçmiş olan dünden hiç yad etme
yarın da gelmemişken feryad etme
düşünme geleceği de geçmişi de
şimdi şen ol da yaşamı berbad etme
Gece gül bahçesinde ararken seni
Gülden gelen kokun sarhoş etti beni
Seni anlatmaya başlayınca güle
Baktım kuşlar da dinliyor hikayemi.
Bir Yorum da bizim kültürümüzden:
Hayatı veren Allahdır. Ve hayatı rızık ile devam ettiren de odur. İşte Allah fâni ve âciz olan bizlere müjde verir ve kitabında şöyle der: Ey insan! "Hayatın ağır yüklerini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenasını düşünüp, hüzne düşme. Yalnız dünyevî ehemmiyetsiz meyvelerini görüp dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme".
Şu vücut gemimizdeki hayat makinesi, O'na aittir. Yiyecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı O tedarik eder. Yağmuru vermese ne hale geleceğimizi düşünelim. Sen, o gemide bir dümencisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat gemisi, ne kadar kıymetli olduğunu ve ne kadar güzel faideler verdiğini ve o gemi sahibi Zâtın, ne kadar Kerim ve Rahîm olduğunu düşün, mutlu ol ve şükret ve anla ki: Vazifeni istikametle yaptığın vakit, o geminin çalışmasından hasıl olan bütün neticeler; bir cihetle senin defterine yazılır, sana ebedi bir hayatı temin eder. Bütün sevdiklerinle seni Ebedi Mutlu eder.
ya rüzgarları, fırtınaları, dev dalgaları...?
Evet Rüzgarlar, fırtınalar, dev dalgalar, hastalıklar vb. leri bu dünyanın zevkine dalıp ebedi hayatı ve görevlerimizi unutmamak için bize birer ikazdırlar. Bazan da bizi denemek, sınamak için verilir bu sıkıntılar, hastalıklar. "Dünyanın sıkıntıları sinek ısırması gibidir, ahiretin sıkıntıları ise yılanların ısırmasına benzer". Ahiret güzellik ve zevkleri ise hayalimizden bile geçiremiyeceğimiz kadar yüksektir. Dünya bir sınav alanıdır. Neticesi bu kadar yüksek olan bir sınavın şartları da elbette çok ağırdır. Dünya çok kısa, ahiret ise sonsuzdur. Bugün ilim isbat ediyor ki kainat 15-20 milyar yıl önce yaratılmıştır (Big Bang). Kainatı 15- 20 milyar yıl devam ettiren bir Kudret ve ilim sahibi onu niçin ebediyen yaşatamasın? Şimdilik kısacık bu kadar yazıyorum. Hoşça kal. (Sorunu yeni fark ettim.)
Yorum Gönder