haddim değil belki ama dün konuştuğumuzdan beri bu konuyu, içimde bir dert sanki...
hani söylmeden geçemeyeceğim.
insanlar yani bizler nelerle uğraşmayız ki yaşamımız boyu... nelerle uğraşmak zorunda kalmayız ki...
ve tüm bu uğraşların içinde bir tanesi bizi can evimizden vurmuştur. onu yaptığımızda anlarız hayatı. onu yaptığımızda buluruz kendimizi. mutlu oluruz... yaşamanın tadına varırız. onsuz kaldığımızda bir parçamız eksilmiştir. hep o günleri, onunla olduğumuz günlerimizi özleriz.
benim için "tiyatro" buydu. içim acırdı o yokken hayatımda. eski fotoğraflarımla o günlere dönerdim, meditasyon yapar gibi.
baktım olmuyor. olamıyorum. yapamıyorum onsuz.
çok mutsuzum. herşeyi boşverip, tekrar kavuştum sevdama.
ve şimdi yine mutluyum onunla olabildiğim her anda.
sahnedeyken binlerce "ben"im yine, her biri diğerinden daha mutlu olan.
şimdi sende sıra.
anlatırken bile zamanda yolculuk yapıyorsun sanki.
o günlerine dönüyorsun.
tekrar onunla olman zor değil bence bitanem. eskisi gibi olmaz belki -hatta neden olmasın ki- ama bir yerlerinden tutar alırsın yine hayatına.
yap bebiş.
yüz yine.
inan geç değil bak bana... sadece "yıllarla" ara verdiğini düşün. "biraz nefes aldım, yorulmuştum" de ama yüz yine...
bu sefer madalyalar olmasın varsın hayatında...
O olsun da...
he bi de ben... :)
tıpkı senin bende olduğun gibi...
2 yorum:
milletim imkansızliklari istemezmiyim ben yüzmeyi :( hayatim sana gıpta ediyorum bunca işinin arasinda birde tiyatroyu nasıl sıkıştırdın bunu nasıl yaptın bilemiyorum ama gercekten yüzmeyi çok istiyorum ve bahar geldiğinde ilk işim o olacak solugu ya denizde ya havuzda alacam :)
Bu arada haddime mi demişsin evet benimle ilgili her konuda tavsiye ve yorum hakkına sahip oldugunu sende biliryorusun bebeğim. Esas benim seni bundan alı koymak haddimemi...
:) off bebiş yaaaa... iyi ki girdin hayatıma :)
Yorum Gönder