
özgürlük heykelindeki meşaleyi bir "kızılderili kız"ın tuttuğu gün,
gerçekten adı "özgürlük" olacak o yapıtın...
benden içeri ben yazar, benden dışarı ben okur. bir ben anlatır, bir ben anlar. kimse ne anlamak ne de okumak zorundadır.


Dudaklarını dudaklarıma koyup, güneşe hoşça kal demek ve geceyi selamlamak seninle ten tene... Dünyaya inat, hayata nispet okşamak yüzünü... öpmek, renklere bulanmış gözlerini... sözcüklerin arasına saklanmış bir "sevgilim"i sobelemek... kadeh tokuşturmak, tütsü kokan odanda... dilini bilmediğim sokaklarda ıslanmak, üşümek, sokulmak sıcaklığına ya da belki bunalıp güneşten, yorulup yürümekten, oturup bir kaldırıma omzunda dinlenmek... Ne çok şey istiyorum değil mi senden?
"seni tanıdıkça daha da büyüyor içimdeki duygu. ve bu duygu büyüdükçe daha çok sarıyorsun beni.





Öpüşmek Sevişmek” şiir kitabınn son sözleri:
