bugün yine kendimleyim.
kendimle konuşup dertleşiyorum.
yoruldum çok öyle çok ki.
hep gülermişçesine davranmaktan, unuttu görünmekten, boşvermiş saydırtmaktan yoruldum.
ne unutuyor ne boşveriyorum oysa...
kapatıyorum kapılarımı içimde dertleşiyorum sadece.
gitmek buralardan, bilmediğim bi' yerlere gitmek...
sıfırdan başlamak hayata.
sıfırlamak kendimi.
tanıdıkları, sevdikleri, sevmedikleri sıfırlamak istiyorum.
Deniz'im tutyor. o kırıyor cesaretimi. o düşündürüyor bir tek... o durduruyor beni. gidişlerimi. şu an... ve bazen öyle uzağı istiyorum ki...
nasıl olsa gidilecek ama zamanı belli olmayan uzağın zamanını kendim belirlemek istiyorum.
o uzağa gitmek, orda kalmak, hiç olmak, bitmek, susmak, görünmemek istiyorum.
çok sey beklemiyorum oysa hayattan ama o hiç bi'şeyle yetiniyor yazik ki.
mutsuzluk bi' hastlık ve virüsü çoktan bulaştı bana belki de...
ama kimden?
kim bulaştırdı bana bu hastalığı?
böyle miydim ben sanki?
güldüğümde tüm bedenimle gülerdim, dudaklarimla değil.
gözyaşlarım böyle kolay akmazdı, aktıklarında da kendinden emin boşalırlardı gözlerimden. şimdi onlar bile korkaklar.
derin iç çekmelerim bile artik yeterince derin değil.
"bitse artık" demekten bile sıkıldım.
umurumdaymış gibi davranıyorum yaşama.
ama değil, umurumda değil.
yüksek bi' yerden düşsem şu an...
kocaman bi acıyla betona çakılacağımı bile bile düşüyor olsam, ne düşünürdüm acaba?
neyi?
kimi?
kimleri?
korkar mıydım acaba?
çığlık atar mıydım?
hiç sanmam.
Deniz'imi düşünürdüm eminim.
özler mi beni, sorar mı diye... ağlar mı... ona iyi bakarlar mı...
terlediğinde atletini değiştirip, gece üstünü açtığı her an yanında olurlar mı... hasta olduğunda, benim gibi boğazları düğümlenir mi... uyumadan sabahlara kadar başında bekleyip, okşayıp öperler mi...
karnı acıktığında sevdiği yemekleri pişirirler mi...
bi' yerine bi'şey olsa ya da ağlasa, benim gibi kalpleri acır mı...
her gece o minicik alnına değdirdikleri dudaklarıyla, o kötü rüya görmesin diye :) dua ederler mi...
en önemlisi onu güldürürler mi...
bilsem ki yaparlar, bilsem ki güler Deniz'im, işte o an gülümseyerek düşerdim.
ciğerlerime çekerdim son kez havayı.
hissederdim bedenime değişini rüzgarın.
"birazdan bitecek işte" derdim.
"rüyadan uyanacaksın ya da asıl uykuya şimdi dalacaksın".
ne para, ne sevgili, ne iş...
birileri mutsuz olmasın diye değil, ben mutlu olayım diye bi'şey yapmanın tadını çıkarırdım... huzuru olurdu içimde, istediğim bi'şeyi yapabilmenin.
bi' kaç dakika sürecek özgürlüğümün, her anını yaşardım.
oysa şimdi bu bilgisayarın başından kalkıp, herkese göre yaşamaya kendime göre mutluymuş olmaya devam edeceğim.
korkaklıktan değil, olduğunu bilmek tesellisiyle.
yaşamımı silip, yeniden yaşanabilirite oranını yükseltmek için ne yapmam gerektiğini bildiğim halde yapamayıp, yeni çareler düşünmeye devam ederek...
gülüyorumtrak, iyiyimtrak, boşverdim gittitrak, unuttum gittitraklarima devam ederek...
MUTLUYUMTRAKIM IŞTE...
hadi oyuna devam...