Perşembe, Ekim 22, 2009

bir mektup düştü elime gökyüzünden

Sevgili "sen",
Sesini duydum kalbinin ta gökyüzünden.
"çok seviyorum" diyordu.
özlüyormuş sanırım bir de O'nu.
Bana onlarca soru sordu.
Dedim "çekil aradan, cevapları sahibine yazacağım, sen karışma"
Zordu sordukları ama cevapları mevcuttu.
Şimdi sana yazıyorum sevgili "sen".
Otur yanıbaşıma ve dinle anlatacaklarımı can-ı gönülden.
Soruların geldiğinde bana, bir kuyrukluyıldızın ışıklarına tutunmuş, uçuyordum ordan oraya.
Tahta bir köprünün üstünde bir bulutla konuştum önce.
Ordan dev güvercinler ülkesine uçtum.
Bir Denizkızına da fikrini sordum.
Bir beyaz yavru tavşan kesti yolumu, sevgililerin dudak dudağa sarmaştığı bir parka konduğumda.
Hazır bulmuşken onu, ona da danıştım hemen.
Sonra ılık rüzgarlar beni bir Denizfenerine savurdu.
Fenerin ışığının düştüğü yerde taştan bir melek duruyordu.
Ona da sordum sorularını.
Cevapladı cevaplamasına ama "sen en iyisi bu soruları, bu konuları iyi bilen, yüreğinin her vuruşunda hisseden birine sor" dedi.
"Kim o " dedim, bana bir mezarı tarif etti.
Gittim mezarın başına, kocaman bir mezartaşı nöbetteydi.
Önünde duran karanfiller yapraklarını bana çevirdiler.
"Neyin var minik kuş, niye geldin onca yoldan buralara" dediler.
"Sorularım var, cevaplarını bildiğim ama sanki yine de pek yetemediğim."
" Tamam, anladık biz seni" dedi karanfiller ve mezarın önünden çekildiler.
Önce bir gürültü koptu mezarda.
Toz toprak birbirine karıştı.
Sonra toprak yarıldı ve içinden kocaman bir cevizağacı çıktı.
Yüzbinlerce yaprağı vardı ağacın, sanki yüzbinlerce el, yüzbinlerce göz gibiydiler.
Rüzgarlara bıraktılar kendilerini bir sağa bir sola dans ettiler.
birden yüzüme ılık bir ses vurdu usul usul.
"... sen elmayı çok seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil."
gözlerimi kapatıp dinledim Cevizağacını.
bitince sözleri, dallarını uzattı bana doğru.
"bunu ona ver" dedi ve uzattı avcunda sımsıkı tuttuğunu.
baktım bir saç teli.
kıvırcık, beyaz.
bağladım onu kanatlarıma
ve tutunup yeniden kuyrukluyıldıza geri döndüm yuvama.
İşte sorularının cevabı sevgili "sen".
tabi sen de benim kadar iyi anlayabildiysen...
yazarım sana yine ilk fırsatta aşka dair ne varsa.
gördüm ki aşkla dönüyor senin dünyan da.
öptüm kalbinden kanatlarımı çırparak.
sen de dilediğinde yaz bana
ve eğer bir gün, istersen, seni de gezdiririm gökyüzünde kuyrukluyıldızla.
Not: Saç teli mektubun arasında, kaybetmeden düğümle onu kirpiklerine, benden sana tavsiye.
sevgiNle kal, sevdiğİ gibi kal
dostun KIRLANGIÇ

5 yorum:

semih ATAKAN dedi ki...

kargalar ceviz ağacının meyvelerini alır yüksek bi yerden aşağıya betona atarlar kırılan cevizleri beraber yerler :)

semih ATAKAN dedi ki...

Ağlamaya çalışıyorum,ağlamalarım bana isyanlar ediyor.Geceler bana bu isteğimi vermiyor.Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimde.Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun,o yaşları da sarıyor geceler.O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler
beni...
Geceler unutmamı istemiyor seni,geceler bana ihanet
ediyor.Geceler senden yana sevdiğim..geceler seni yaşamamı istiyor.Sözümü dinlemiyor....Güneşi özlediğim oluyor arada bir.Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum.Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii.Beni
böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar.Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar.Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar.
Tüm dünya,tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya...Ben içime tüm insanları,tüm milyarları almışım.Farkında değiller.Herkesi ve her şeyleri sığdırmışım içime.
Bir sen sığmıyorsun,bir seni sığdıramıyorum kalbime,bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın,ve senin gece kadar olan uzaklığın..Bana öyle uzak,öyle yabancısın ki sevdiğim,seni senden istemeye korkuyorum.Geceleri bu yüzden
seviyorum.Seni sevmeme engel olmuyor,seni bana getiriyor...ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim.
Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor,her şeyi paylaşıyorsun insanlarla...Ama sitem bile etmiyorum...Sana söyleyecek söz bulamıyorum.Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden,dilimden de.Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez.Olsa olsa sana "bu sevgiyi yaşa" diyebilirim.Gel birlikte yaşayalım demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına.Kaybettiğim değilsin.Ben seni hiç yitirmedim.Çünkü içimde taşıdığımdın hep.Benden bir parça oldun sen.Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de
kaybolmayacaksın.

edi.ben dedi ki...

ne güzel kelimeler taşmış yüreğinden Semih.
ne kadar sıcak ve sade.
sana, o yüreği taşıyıp ona ses olduğun için, ve yüreğine, bu kadar içten ve yalın konuşabildiği için, çok teşekkür ederim.

semih ATAKAN dedi ki...

başkalarının fikirlerini yaşayanlar asla özgür olmazlar!!!!


akhenaton

edi.ben dedi ki...

hemfikirim seninle Semih... :)