Salı, Haziran 05, 2007

yazalı çok oldu ama bugün hala herşey aynı :(


Yürürken gözüme ilişen bir durağın ismiyle bir anda sanki kocaman bir tokat patladı yüzümde. Kendime geldim sanki. Sanki "gördüm" sandığım şeyleri asıl o an fark ettim. Çokbilmişliğimden utanmam gerektiğini, herkese akıl verirken, durup bir düşünüp "sen ne yaptın ki"yi kendime sormam gerektiğini fark ettim. ŞEHİT ER EROL ... idi durağın adı.
Kim bilir kaç yıl o sokakta oturmuştu Şehit er Erol? Belki çocukluk yılları da orda geçmişti. Orda, o sokakta arkadaşlarıyla futbol oynarken hırslanmış, saklambaç oynarken heyecanlanmıştı. Belki o sokakta tanımıştı ilk aşkını. Belki o sokağın köşesinde buluşmuşlardı gizli gizli... Belki o sokağa bakan penceresinde kurmuştu gelecek hayallerini. Ve o sokaktan uğurlanmıştı davullarla zurnalarla "en büyük asker bizim asker" nidalarıyla Şehit er Erol. Ve anacığının yüreği o sokakta yanmıştı, aldığında oğlunun acı haberini. O sokakla hellalleşmişti Türk Bayrağına sarılı tabutunda Şehit er Erol...
O sokakta ve daha nice sokaklarda yaşadı Şehit Erol'lar, Şehit Ali'ler, Şehit Hasan'lar... Ve o sokaklarda şimdi en büyük acıyı yaşadıkları halde "vatan sağolsun" diyen analar yaşamaya çalışıyorlar.
Bu kadar mı basit?
Birkaç serseri, doyumsuz bir azimle ceplerini daha da şişirsinler diye, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" vurdumduymazlıklarına rağmen hala meydanlarda alkışlanan liderlerimiz (!) koltuklarını kaybetmesinler diye, "aman AB" "aman ABD" "aman IMF" diye diye; üç-beş çapulcu gencecik hayatları, gencecik hayalleri yok etmeye devam ediyor. Anaların, gözlerinden sakındıkları evlatlarını bir hayin pusuyla avlayarak, yüreklerine ateşler düşürüyorlar.Ve sonra ne mi oluyor? Şehit er Erol ... durağı, Şehit yüzbaşı Ahmet ... sokağı... Şehit üsteğmen Hasan ... bulvarı...
Bu kadar mı basit?
Hayır!!!
Duyun, bilin ki değil.. Bu kadar basit değil. Gelin, görün, okuyun bizi. Biz "çok"uz. Biz aptal değiliz. Biz kör değiliz. Ve en güzeli de ne biliyor musunuz? Bizim ellerimizi kollarımızı bağlayan çıkarlarımız yok... Biraz daha, çok az daha bekleyin. Tadını çıkarın tepelerde olmanın.
Çok az kaldı tanışmamıza...

Hiç yorum yok: