Cumartesi, Ocak 05, 2008

umarım

herşey ne kadar geçici, ne kadar "rüya"
hani hep derim ya "bir varmışız bir yokmuşuz" diye,
vardan yoka gidiyoruz ya hani,
araları bi şekilde doldurmaya çabalıyoruz ya, ne hikmetse,
bazen de kendi kendine doluyor ya boşluklar ne yazık ki,
elinde olmadan, istemediğin şeylerle...
sanırım o tür bir dönemdeyim şu sıralar.
herşey kendiliğinden gelişiyor
ve öyle hızlı ki
ben sadece bakakalıyorum ardından
içindeyim, özneyim
ama dışardan seyrediyorum sanki...
tek yapabildiğim "ummak"
her şeyin güzel olmasını
her şeyin yolunda gitmesini
ve hiç bişeyden pişmanlık duymamayı ummak...
bir de "hep sevilmeyi" "unutulmamayı" "özlenilmeyi"
tıpkı bende olduğu ve olacağı gibi...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Her insan bir küçük alem. Bazen dünya insana dar geliyor, bazen de bir damlada boğuluyor gibi hissediyor insan. Hayat bir rüya gibi geçiyor, ama doğum kadar ölüm kadar gerçek. Ve hepimiz eşi benzeri olmayan varlıklarız. Duygularımız, karakterlerimiz ve DNA'mız ile dolayısıyla her şeyimizle çok ama çok özel varlıklarız. Bir toplu iğne bile kendi kendine olmadığına göre bu mükemmel varlık, bu mükemmel programlanmış varlık kendi kendine olur mu? DNA keşfedilince Darwinizm de öldü. Çünkü her canlı tek olarak programlanmış. Bu ve benzeri konularda konuşmak istersen hazırım. İnsanlar için "Bir varmışız, bir yokmuşuz" olağız. Ama kendimiz için hep varız. Ölüm yeni bir doğum. isbata hazırım. Görüşmek dileğiyle.