Cuma, Mayıs 22, 2009

Kuzen seni çokkkk özledim bu Moskof gurbetinde :(

neden böyle oldu sanki...
ne güzeldi "eskiden"lerimiz di mi kuzen?
arada bir görmezdik şimdiki gibi, gözlerimizi
güldük mü ağız dolusu güler, ağladık mı tüm bedenimizle ağlardık.
neden büyüdükçe sahteleşiyor insanoğlu sanki?
paylaştığımız en güzel günleri ya da en zehir acıları,
neden çocukluğumuzdaki gibi paylaşamıyoruz ki...

çok özledim o günlerimizi.
ori'lerimizi...
Onur'un odasındaki ayinlerimizi, hani bir tükürüşle son buldurduğum, hani bir türlü sizin gibi yapamayıp da ortamı dağıttığım o müthiş "bilim" ayinlerimizi...
"yaşasın matematik, fizik! yaşasın bilim!" nidalarımızı...

dedikodularımızı bir de,
hani hiç sonu gelmeyen.
gözlerimizi kocaman açarak, en gizli, en mahrem şeyleri konuştuğumuzu sanmayı özledim kuzen.
şarkılar söylemeyi bulaşık yıkarken...
şarkıların "es"lerinde durup beklemeyi ve yeniden aynı anda devam etmeyi şarkılara, şarkılarımıza.

radyodan sıradaki şarkıyı dilemeyi birbirimize.
anlamlar çıkarmayı o şarkılardan.
bir keresinde hatırlar mısın kuzen, sana tutmuştum bir sonraki şarkıyı. MFÖ'den "deli deli kulakları küpeli" çalmıştı.
sonra her fırsatta, canım seni her kızdırmak istediğinde "yolladılar onu avrupaya" diye başlardım şarkıya. ters ters bakardın yüzüme.
o bakışları özledim kuzen.
"sana gelsin" dediğin bir sonraki şarkı??? ne kadar gülmüştün intikamını aldığında benden, hatırlar mısın?
Barış Manço çalmıştı radyoda. "bak evladım buna ayı derler, ormandan inip şehre gelirler."
sonra bir daha birbirimiz için hiç şarkı tutmadık seninle.
hep başkalarına tuttuk :)
hala şarkı tutuyor musun kuzen?
"bir sonraki şarkı..." diyor musun?

ya "tövbe tövbe"yi hatırlıyor musun? ve bu nedenle ilahi güçlerin bizi cezalandırışını :)
ben korkudan ağlarken, sen korkudan gülmüştün, hatırlyor musun kuzen?
ya Neriman teyzelere gidişlerimizi? seni orda kıskanıp, gizlice ordan kaçışımı.
he sahi, nedenini hiç söylemedimdi di mi? çok kıskanmıştım ben o gün seni :)

gülmememiz gereken anlarda gözgöze gelmemeye çalışmalarımızı peki?
ya da birmizden çıkan minicik bir kıkırtıyla iplerin koptuğu anları, utanmazcasına...
Sırrı amcanın rüzgarda uçuşan saçlarını, hani Üsküdar'da, postanenin önünde rastladığımızda ona. :) ben hala gülerim hatırladıkça.
Bakırköye kaçışlarımızı, deniz otobüsüyle.
ve sonra koşa koşa, nefes nefese eve dönüşlerimizi?
ya annemin bize ilk kez cırt cırt yaptığı günü :)?
küçük odada, pencere açık, hava sıcak. tüm sokak duymuştu sesimizi :)
kan-ter içinde kalmıştı annem...
birbirimizin fotoğraflarını çekerdik olur olmadık anlarda. hani ben bir keresinde ... hatırlar mısın hala :)
duruyor o fotoğraf bende. bakıp bakıp gülerim şimdi bile.


ne oldu kuzen? ne değiştirdi bizi bu kadar sence?
hayat mı demek gerek Uğur'umuzun gidişine?
o akşam, sen kötü olma diye ağlamamıştım yanında. ağlamama izin verilmemişti bile.
her gelen "sakın ağlama, çok kötü zaten" demişti kulağıma. kaçıp kaçıp banyoya gizlice ağlamıştım sen görme diye. ama biliyordun di mi kuzen?
ilk defa o gün, gülmemek için değil, ağlamamak için bakamamıştım gözlerine.
o günden sonra da bakamadım bir daha asla zaten dilediğimce.
dün gece gördüm seni rüyamda. "gülüm" dedin yine seslenirken bana.
ama ben rüyamda bile bakamadım gözlerine kuzen.
gözlerine bakmayı çok özledim oysa...

gelsen Moskova'ya. gezsek...
dalga geçsek metrodaki insanlarla. yalnızca ikimizin anlayacağı o "bizce" kelimelirimizle konuşsak yine.
masalar kurup kendimize, içsek...
şarkılar tutsak yine birbirimize.
sabahlara kadar konuşsak. ve sonra sen desen "Edibe'm çok uykum geldi benim"
uyusak yine
eskiden uyuduğumuz gibi uyusak... kapatıp zihnimizi herşeye, yalnızca uyusak kuzen?

yine kaçalım Bozcaadaya seninle bu sene. elimizde kocaman çantalarla kalacak yer arayalım kapı kapı dolaşıp. oturalım kaldırıma sonra, güneş tepemizde, sıcak... yakalım birer sigara.
güneşin batışını seyredelim yine, o günkü gibi.
yanımızda bir şişe şarap ve arkamızda yeldeğirmenleri...
ama battaniyemiz uçmasın bu sefer :)
yıldızlara bakıp şarkı söyleyelim geçen seneki gibi kumsalda.
ıslak şezlonglara yatıp seyredelim gökyüzünü.
susalım yine dakikalarca...
düşünelim.
sonra yine birimiz bir şarkıya başlasın, katılıversin şarkının devamına diğerimiz...
sarhoş, detone ama avaz avaz söyleyelim kuzen.
söyleyelim yine...

bu sene gidelim Bozcaadaya kuzen.
mutlaka gidelim.
yine yalnızca sen ve ben
yine kalabalıklarımızla
gidelim!

gidelim,
e mi kuzen?

Hiç yorum yok: