Pazar, Şubat 11, 2007

canım kitlemmmm


gelelim şimdi yurdum insanının "birşeyler yapıyorum ve ben kafalıyım" durumunun açıklanma olayına...
yaş sıralamsı yaparak bakacak olursak yapalım tabi... -ki alt sınırı 17-18 üniversiteya başlama yaşı olarak alıyorum-.
bu yaş gurubunda bulunan kitlemi de erkekler ve dişiler olarak ikiye ayırıyorum- ki bunu her yaş grubumda yapmam gerektiğine inanıyorum-
ve son olarak "istanbul"da çevremde gördüğüm kitlemden bahsettiğimi de eklemek istiyorum.
dişiler ki muhakkak istisnaları var, süslenme, güzel olma, beğenilme güdülerinin en üst safhada oldukları bu dönemde haliyle bu güdüleri doğrultusunda kullanmaktadırlar beyinlerinin kullanılabilir bölümlerini. aralarında derslerine de vakit ayırıp süper notlar almış olanları o grubun "zekisi" olarak adlandırılır ki öyledir de pek tabi. fırsat bulduğunca sosyal ve siyasal çevrelere girenler olsa da bunlar yaşları gereği henüz tam bir arama içerisindedirler. girdikleri örgütlenmelerde dahi "koca" bulmak hayaliyle yanıp tutuşan nicelerini tanımış olmanın şaşkınlığını hala bile üstümden atabilmiş değilimdir.
erkeklere bakacak olursak, süslenme püslenme, kokulanma olayları yaş gereği mevcuttur tabi ama genetik olan yani genlerinde olan bir meydan okuma, bir başkaldırış güdüsüyle kızlarımıza göre biraz daha toplumsal olaylara yakındırlar. takiptedirler. futbolla ilgili haberleri okur okumaz mutlaka siyasi bazı başlıklara da bakmaktadırlar bir gazetede ki bu da oldukça önemli bir yarım artıdır bence.
yaşlar ilerledikçe daha fazla yaşam mücadelesi başlar. kendisi ailesi ve yakın çevresiyle ilgilenen ya da ilgilenmek zorunda kalan insanoğulları yani bizler, tüm bu uğraşlarımızın arasına kendimize en yakın hissettiğimiz ek bir ya da birkaç uğraşı da ekleriz.
ve magazini seçenler en üst seviyeden incelerler bu dünyayı. "kim kiminle, nerede, ne yaparken, ne olmuş ve ne giyiyormuş o vakit, ve ben aynısını nereden bulabilir, alabilirim, ve alamazsam, benzerini en azından daha uyguna nasıl sağlayabilirim? sarı saçlı olabilmem için ne kadar para harcamalıyım? diri ve dolgun göğüs yaptırmışken ne giymeliyim ki verdiğim paranın karşılığını alabilip güzelce yeni ürünlerimi halka arz edebileyim?" gibi sorunları olan bu bayan kitlemin yanında bunlardan çok farklı çalışmayan beyin yapılarına sahip erkek üreme organlı yaratıklar da mevcuttur tabi. her ne kadar bu dünya kadınlara ayitmiş gibi gösterilmeye çalışılsa da öyle olmadığı bir gerçektir.
bir gurup vardır ki çalışıp didinmekten, ne magazini, ne siyaseti, ne sporu göremez gözleri. ayda kazanabildiği 400 ytl ile ile çocuklarını okutup, evini geçindirmeyi başarabilip, hastalıkta ve sağlıkta gerekli şartları sağlayabilecek bir bütçeyi de kenara ayırabilen bir yeteneğe sahip, kadın ve erkek kitlemin zekasından ve üstün gücünden bahsetmek bile istemiyorum, sadece önlerinde saygıyla eğiliyorum.
gelelim şimdi en irdelenesi yaş gurubuna: 20li yaşların ortasından 60lı yaşlara değin uzanan (ki artı eksi 5 diyelim) bir gurup var ki....
onlar işte, en geniş yelpazede yer alırlar ve çoğunun tam olarak ne idüğü belirsizdir. kimisi kendilerince çözmüş ve "ne kokar ne bulaşırım kardeş, ben böyle mutluyum. seçim zamanları da anketlere bi bakıp, en sevdiğim logoya bir damga basarım, baktım olmuyor hiç basmam, zira oyum boşa gider yazıktır." anlayışına sahip bu kitlemi "para, para lan para nerden nasıl olduğu değil, olduğu yeter lan... para" diyen kitlem takip etmektedir. buralarda kadın erkek ayrımı söz konusu dahi olamaz, zira en eşitliğin sağlandığı durumdur bu şartlar.
geldik işte biz'e... bişeyler yapan görünen oldukça büyük bir kitle vardır. kimileri gerçekten inanarak kimileri de o anki modaya uyarak yer alırlar bu kitlede. yolunda gitmeyen bişeyleri değiştirmek için "konuşurlar" "bağırırlar" evet evet konuşup, bağırırlar. ordan burdan duyup okudukları herşeye hemen bir yakıştırma bulup onun doğrultusunda konuşup, bağırırlar.
hiç birşey katmadan hazırların doğruluğuna güvenip, körükörüne kaptırılar kendilerini. nasılsa inceleyip araştıran kocaman deha insanlar vardır. seçip bir gurubunu O'nlardan oluverirler. ve işte birilerine, birşeylere ayittirler. boş değillerdir. aydınlı yarınımızın ya da karanlık yarınımızın kurucu kadrosundadırlar. aydındırlar. onları aydın seçenler ülkenin aydınlarıdır. ülkenin aydınını belirleyenler sanırım apaydındırlar ki böylesi bi cürrete sahiptirler.
masa başlarında kadeh tokuşturup, "bizden başka kimse ilgilenmiyo ülke sorunlarıyla, ülke elden gidiyo, iyi ki biz varız ve tartışıyoruz"ları yaşarlar gururla. "türban taktım diye okuyamadım, cahil kaldım, suçlusu devlet" diye tutturan bir kitle de vardır ki bu masa başında kadeh tokuşturanlara göre biraz daha bedenen ve fiilen bulaşır bazı şeylere. bir gurup var ki nasrettin hocanın "sen de haklısın"ına en güzel örneği teşkil eder.
okuyup okuyup okuduklarından bi ...ok anladığını sanan bir gurup vardır. en korkulası olanıdır o gurup. ve ne hikmetse okudukları hep bir tarafın kaleminin sesidir. anlamasa da okur ancak anlamayacağından korkarak karşı tarafı okumayı hiç denemez bile. işte bunların fiili tepkileri ürkütücüdür. zira okuduğunu anlamayan yaptığının farkında olmayandır. yaptığı da okuduğu gibi doğrudur muhakkak sadece o anlayamamıştır. ne denirse yapmıştır.
örnekler öyle çok ki bitecek türden değil.
ama uzatsam da burada bitirsem de sonuç bellidir yazımda.
"eğer beğenmiyorsak bir şeylerin gidişini, durdurmak için bir şeyler yapalım. ama yapalım, konuşmayalım. yapalım. yalnız önce beğenmediğimiz şey neymiş ve neden beğenmiyormuşuz bir anlayalım...
anlamak için de anlayacaklarımızı seçmekle yetinmeyelim, anlayamayacaklarımızı da çözelim anlamaya çalışalım. her açıdan bakalım. ve n'olur bi'şeyler yapalım"
ukelalık gibi algılanmasın ama (ya da algılansa da olur) en azından ben ve bildiğim çok kişi var bunu başarmış olan. Onlar gibi gerçekten aydın olabilip aydınlanmayı başarabiliyorsam gururların en büyüğü bende derim.
kafatasımızı dolduran organın kıymetini bilelim. boş yere ağırlığını çekmeyelim. hakkını verelim... sadece yiyip içip yaşamak her canlıya has. insan olmanın avantajlarını kullanalım. mandadan, fareden, katırdan farkımız sadece "işe gidiyor ya da okula gidiyor" olmamız olmasın... yazık!!!

Hiç yorum yok: