Çarşamba, Mayıs 23, 2007

"aşkımız" demiş yılmaz erdoğan... anladın sen onu ;)


Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı;
gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.
Hiç düşündün mü belkiyi
Belki, eline en yakışan takı benim elim.
Belki de en belli olacak yalan, benim söylediğim...
Belki sen ve belki ben...
Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan bir beyaz tutsaklık...
İnsan kendine iltica edebilir mi?
Ölü olarak ele geçiriliyor en sıcak insan sözleri..
Ve hüznüm bir kamu morgunda işe başladı.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Mutlu ol sevgili Edi.ben mutlu ol, aşkta mutluluk yok acı var, öfke var, kırılganlık var, kızgınlık var. Aşk imkansızlıklarla besliyor kendini, ulaşılmazlıklarla, acıyla besliyor.. Sevgili Zihni Ağabeyin söylediği bişey var, aşk geçici, sevgiyse ebedi diyor, çok doğru on numara bir laf.. Sana sevgisini gösterebilecek, sana eş olabilecek birini bulursun umarım. Hepimizi kirletmiş kahpe felek, aslında felek kahpe değilya biziz kahpe yine.. Ama orda bile bize düşen payı kabullenmeyip feleğe buluruz kabahati.. Yazar ne demiş artık hiç birimiz atlı karıncalara binecek kadar masum değiliz, hiç birimiz.. Sol mememizin altındaki cevahir kurum bağlamış, kararmak ne kelime.. Dünkü Romeo öldü, bugünkü de öldü ve yarınki de ölecek biliyorsun, her şey, herkes ölüyor, kaçınılmaz son.. Belki ölümü daha çok düşünsek daha az kırarız insanları, daha dengeli adımlar atarız.. Bak sana seslenmekten vazgeçemedim yine saat sabahın 5:27'si.. Az kaldı inan, suskunluğum sonsuzluğa karışacak bir gün, az kaldı.. Susmadan önceyse haykırıcam avazım çıkana kadar ama ne sana ne de bana dair, sadece aşka dair olacak, bizde olamayana dair.. Anlaşılamamak.. Neden anlamaya çalışmayız da, anlaşılmayı bekleriz hep, sevmeyi değil de sevilmeyi isteriz, neden hep merkezde olmayı isteriz.. İşler istediğimiz gibi gitmeyince feryat figan ederiz hep, burda söylemek istediğimiz şu mu acaba neden merkezde ben yokum?.. Burda gül kalmadı artık, mevsimi geçti, sadece dikenler kaldı bak, bahar yok artık, hazan oldu mevsim, renkler matlaşıyor, yapraklar dökülüyor, dallar kuruyor.. Senin adresine çıkan tüm yolları yakıyorum bir bir, hepsini ne varsa bende, hafızamdakiler de dahil.. Telefon, mail, uçak bileti, her ne varsa sana dair her şey, hepsini.. Yaşadığım tüm hisleri yaktım, tüm öfkeyi, sevgiyi, tüm aşkı, hiç yaşamamışçasına yaktım.. Her şey gönlünce olur umarım, hiç girmediğim hayatında sanki hep vardım, sanki hayal değil de hayatının bir parçasıymışım gibi oluyor vedam bile.. Hayal ve hayat arasındaki farkı bir harfe bağlamak.. Komik, çok hem de.. Amak-ı hayat ve amak-ı hayal, ikisinin tam ortası da benim dünyamın olduğu yer.. İnsan kendine neden iltica etmesin, eninde sonunda çıkış yolu, çözümü, sermayesi kendi değil mi, kendine iltica zirveye giden yolun anahtarı.. Yazmamalı, beslememeli daha fazla aşkı, müsade etmemeli acıtmasına.. Tekrar her şey gönlünce olsun, mutlu ol hep, hoşçakal...

edi.ben dedi ki...

çok şey var söylenesi, yazılası... o kadar çok ki.
benim adıma da özetlemişsin sen çoğunu. bana sadece aynı dilekleri senin için tekrar etmek üzere "den den" koymak kalmış geriye.
sen de hep mutlu ol ve hep mutlu kal.
mutluluğu isteyip, mutsuz olmayı seviyoruz ne yazık ki. mutsuz olunca daha iyi düşünüyor beynimiz, daha hızlı sanki. ama senin gibi, benim gibi olanlar, hani mutsuzluğu daha çok sevenler aslında mutluluğu sevenlerden daha çabuk ve daha kolay mutlu olabiliyorlar. sıradan görünen birşeyle bile. sonra, tüm açlığına rağmen yiyeceğini saklayan kedi misali, atıveriyorlar bir köşeye, saklıyorlar mutluluklarını.
mutsuz olabilecekleri birşeyler arama çabasına giriyorlar yine.
aslıda ne kadar "hiç" olduğumuzun farkındalığımızdan kaynaklanıyor hepsi. pek çok insan gibi, kendimizi "birşey" sansak eminim böyle olmayacak. belki de hayatı anlamak, anlamaya çalışmak, aşka aşık olmak en büyük hatamız. ama değişilmez biliyorsun. "değiştim" demek SÖZde olur. özde değil ne yazık ki.
seni sen yapan sen, beni ben yapan ben değişemez. değişmemeli de zaten. sen sen olarak varsın ben ben. herkes kendi olarak terk edecek bu hayat savaş meydanını. ancak değişim o zaman olacak. gidildiğinde. hem kalanlarda değişeceğiz hem özümüzde o vakit.
mutlu ol "kaptan". hayatın dümeni senin elinde. kır o dümeni gönlünün istediği yere. limanlar geride kalacak nasılsa her açıldığında engin denizlere. ve limanların sonu yok. denizlerin de... uçsuz bucaksız enginler... kır dümenini "ohhh" diyebileceğin her yöne...