Perşembe, Mayıs 10, 2007

ne "gel" derim ne "kal" ne de "dön"... herkes kendi kararında özgür BENde


kimseye zorla "gel katıl bana" demem. kimseye de "git". herkesin kendi seçimi. ister dost olsun, ister sevgili.
beni tanıyanlar bilir, hayata bakışım nedir, ne değildir? an'larını yaşadığımız şu "yaşam" denilen kavgada herşey birgün miş'li geçmiş olacak nasıl olsa...
gelmiş. görmüş. sevmiş. gitmiş...
bu kavganın içinde sürüklenirken ben toz duman, yumruk yumruğa ya da bazen sadece ağız dalaşıyla, hayallerime ulaşma çabamdır güç veren bana. kimseden değildir bu güç. ya da herhangi kimseye... her hayat kendinedir. kendindedir. başka hayatlar gelip geçer ya da gelip kalırlar onda, o kadar.
bana katılanları "hayat"ım saymamın nedenidir bu zaten. hayatıma girdiysen, hayatımdasındır... "hayat"ımsındır artık.
bundandır kimseye "gel katıl bana" ya da "git hayatımdan" dememem.
ve işte bu yüzdendir gidenlerden "geri dön"melerini istememem.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

ZİNCİRleme hayallerde neler var?
bir göl var gözlerinde.
dudaklarına dudaklar değip de gözlerin kapanana kadar baktığın.
bir göl.
sapanca gölünün kenarında masalar.
masada bir çay bir kahve ve sigara paketleri.
bir tepe var istanbula en yukardan bakıyor.
çengelköyün üstlerinde o tepe.
köprünün hemen yanında.
karşısında zincirlikuyu mezarlığı.
bir ev var çengelköyde tepede.
bahçeden üç katlı, önden iki.
bahçedeki katta bir daire.
demir var pencerelerinde.
ne esmer, ne kumral...
hem aşık, hem değil.
adının başında ve sonunda, senin adının başında ve sonundakiler var.
biri var o tepedeki evde seni özleyen
biri var sapanca gölünü gözyaşlarıyla dolduran
seni artık saramayan.
dudaklarında yanamayan.
ve asla unutmayan biri var EdibE...
biri var...E..E
sen de onu unutmadın
seviyorsun hala. sevmesen yazamazdın bunları.
o da seni çok seviyor yemin ederimki.
o da seni çok seviyor
çok seviyor
çok

edi.ben dedi ki...

öyle miii :)) allah allaaahh!
ilginç!!!

zihni örer dedi ki...

İki kişinin arasında (hele ki böyle bir konuda) "karakedi"yi oynamak caiz midir değil midir bilemem ama, kamuya açık cesaretinizin ip ucundanyararlanarak, bir şey deme gereği duymaktayım.

Sn. edi.ben, gururlu bir erkeğin bir kadına "seni seviyorum" demesi kadar zor bir deyiş tanımıyorum. Bunu bir erkek sırrı olarak vereyim.
Bu anonimus dost kim ise, bu zoru yenerek bu sözü size söyleyebilimişse, (bence) ya gerçekten seviyordur, ya da "gurulu biri" olup-olmadığını sorgulamak size düşmektedir.
mutlukalın

edi.ben dedi ki...

sevgili zihin örer,
ister kadın olsun ister erkek "seni seviyorum" diyebilen, demesini bilen herkes değerlidir benim için.
konu şu ki, bunları yazan kişi başkasının adına söylüyor tüm bu sözleri. o'ymuş gibi...
O değil ama... hiç sanmam. O'nu çok iyi tanıyorum çünkü.
ama diyelim ki o olsaydı... o zaman cevabım daha farklı olurdu mutlaka.
"herşeyimle sevdim seni, hiç birşey demeden çekip gittin. umursamadan beni. neler yaşadım ardından hiç bilmedin.
şimdi söylediğin bu cümleyi, o zaman söylemiş olsaydın bana, neleri bırakıp koşardım sana çok iyi biliyorsun değil mi? ama demedin. sana gelip, senin olmamı istemedin. gittin. hiç birşey demeden.
yerin dolmazdı eğer gidişin böyle olmamış olsaydı. ama artık dolu. olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan biriyle. hayata hayat veren, içten, dürüst ve açık biriyle. ne ise o olan, neysem o olmamı anlayabilen biriyle.
bir "hoşçakal" bile dememiştin giderken. ben o kadar duygusuz olamam. HOŞÇAKAL"
derdim ona. eğer tüm bu sözleri yazan o olsaydı...
siz de mutlukalın zihin örer çok mutlu hem de :)