Cuma, Mayıs 25, 2007

anlamıyorum...

düşündüm de...
benim dışımdakiler için ne kadar zor şey "seni seviyorum" demek.
o kadar az ki sayıları diyebilenlerin...
hele bazıları var ki,
hele "biri" var ki, söylemeli...
söylemedi.
söylemeyecek hiç belki de...
ya hissetmediğinden...
hissetmediklerinden böyle bir sevgiyi
ya da söylemek istemediğinden,
söylemek istemediklerinden...
bilmem.
ama duymak istediğimi fark ettiğinde
fark ettiklerinde,
söylemesine,
söylemelerine gerek bile kalmayacak zaten.

3 yorum:

zihni örer dedi ki...

düşündüm de...
Benim dışımdakiler için ne kadar zor şey "seni seviyorum" demek.
o kadar az ki sayıları diyebilenlerin...


Sevgili edi.ben,

"seni seviyorum" diyebilmeleri için erkeklerin dört nedenden birine ya da birkaçına ihtiyaçları vardır:

1- O an yakınınızdaysa eğer, bedeninizi arzu ediyor olabilir. Biliyordur bedeninize giden yolun RUHUNUZDAN geçtiğini.
2-En az, iki günlük yolculuğa bedel bir uzaklıktayken, “seni seviyorum” diyebiliyorsa,
Sizi karizmatik duygularla seviyordur. Çünkü, sevebilme yeteneğinin göstergesi, karizmanın bir parçasıdır.
3- “Sevişmenin” finalinden hemen sonra “seni seviyorum” diyebiliyorsa, sizi “romantik ve asil duygularla seviyordur.
4- Size kavuşabilme olasılığı hiç, ya da en az bir yıl sonrasındaki bir zaman aralığındayken, ya da sizden hiç karşılık bulamadığı halde,
“seni seviyorum” diyebiliyorsa, O size aşıktır.
Kavuşma ve birlikte olma olasılığının olduğu yerlerde aşktan söz edilemez. Öncesi aşk ise, daha önceleri dediğim gibi, o süzülerek ve abartılardan arınarak, SEVGİYE dönüşmüştür.
Karşılıklı ilişkilerde erkek, sevdiğini somut eylemlerle sembolize etmeyi yeğlerken,
Kadınların “sözlü” ifadeyi daha fazla önemsemesi, beynin sağ ya da sol loblarının etkinliğindendir. Kadında farklı, erkekte farklı olmasından olsa gerek…

hele bazıları var ki,
hele "biri" var ki, söylemeli...
söylemedi.

Sevgili edi.ben,
“kavuşabilmiş iki kişi birbirlerine eşit şiddette aşık olamazlar. Bir şekilde, bir nedenle denge bozulur. Neden biliyor musun?
Aşkın yükümlülüklerindeki ağırlık eşitliğe izin vermez. Çünkü, ona katlanma yetisi de farklıdır erkek ve kadında.
Hiçbir aşığın sevgilisinden beklentisi sınırlı olamaz. Ne kadar çok tutkunsa, o kadar bencilleşir ve de sorgulama hamleleri artar. Hiçbir “güven” sözü yetmez ve tatmin etmez aşığını. Bu kaygılardır aşkı daha fazla ateşleyen… ve de ağrılı yapan nedenler.

söylemeyecek hiç belki de...
ya hissetmediğinden...
hissetmediklerinden böyle bir sevgiyi
ya da söylemek istemediğinden,
söylemek istemediklerinden...
bilmem.

Bence de bilinmesi oldukça zordur. Yukarıdaki 4 nedenden birinde aranmalıdır.

ama duymak istediğimi fark ettiğinde
fark ettiklerinde,
söylemesine,
söylemelerine gerek bile kalmayacak zaten.


EVET, BU MESAJDAN DERS ALINABİLİR, ALINMALIDIR. Çünkü, kadın doğasıyla erkek doğası arasındaki farktan doğan bu kopukluğu erkeklerin dikkate almasında büyük yararlar olacağı görülüyor. Kendi önemsediğimizi değil, Sevgilinin önemsediğini önemsemektir asıl SEVMEK .
Mutlu ve güçlükal

edi.ben dedi ki...

"kendi önemsediğinizi değil, sevgilinizin önemsediğini önemsemektir asıl SEVMEK"
daha güzel anlatılamazdı, tarif edilemezdi... hepimizin en büyük kusuru, neyi önemseyeceğimizi bilip önemsememiz sanırım, sevgili zihni örer...
bilip de bilmemezlikten gelmek... görüp de görmemezlikten.
erkek-kadın ilişkilerinde değil yalnızca, aile içinde de böyle, dostluklarda da ne yazık ki...
bencil olmayı öyle güzel özümsemiş ki ruhlarımız, bencilliği kınamayı bile bencilce yapıyoruz...
güzel kalbinizin verdiği enerji, güven, sıcaklık ve en önemlisi anlaşılabilirlik hissi, bugünkü tüm yorgunluklarımı ve sıkıntılarımı sildi süpürdü. çok teşekkür ederim size. siz de hep mutlu kalın...

zihni dedi ki...

Son paragrafınızın "son cümlesi",
bir önceki cümlelerinizin sonucu oldu:))
Bir güzel kalp, bir başka güzel kalbin aynası olabilirmiş.
Teşekkürler sn. Hocam.