Salı, Temmuz 03, 2007

Fransız kaldık zannımca :s

(yine bir resim ve yine konu neee resim neee... :s)
yok yok olmuyorrrrrr... benden erkek üreme organlı yaratıkların foto.larından aşıracaksınız diye sürekli bi'şeyler yazamam ya...
başka yollardan size ulaştıriiim desem, bu sefer de başka bi' yazımda lazım olup da kullandığımda sürprizi kaçacak diye istemiyorum...
neyse artık, hadi bi' iyilik daha sizlere...
ve gelelim mevzu bahsimize...
küresel kaynama! evet evet... hani şu şikayet ettiğimiz ama ne hikmetse sadece şikayet etmekle kaldığımız, sözle kınadığımız, elle tutulur hiç bi'şey yapmadığımız ve yapmaya da niyetli olmadığımız "küremizin ısınma olayı".
ben dahil hepimiz öyle alışmışız ki lüks meraklısı yaşamaya, ele verir talkımı kendi yutar salkımı hesabı, ne varsa "en" olan ona saldırıyoruz.
Fransız bi' adamcağız ile konuştuk geçenlerde. bakmayın -cağız dediğime pek -cağız'lık bir durumu yok aslında. kompleksimden öyle diyorum sadece. neyse... bu zaatın bizzat yaşadığı olayı birinci ağızdan, yani kendinden dinleyince şok oldum ve dedim ki "ey kendim ve dahi milletim titre ve uyan". bu kişiye yöneticisi olduğu büyük bir şirket tarafından araba verilecek. eline bir katalog veriyorlar. lüks lüks arabalar var. "seç birini"diyorlar. o da evine götürüyor kataloğu, eşi ve çocuklarıyla karar vermek için. çocuklarından biri 12 diğeri 15 yaşında. soruyor, "ey yavrularım hangisiyle gezmek istersiniz, hangisini seçeyim?" çocukların cevabı:"eğer bu arabalardan herhangi birini seçersen bize değer vermediğini ve sevmediğini göstermiş olursun. çünkü bu araçlardan çıkan gazlar yarınımızı yok ediyor. biz bunlardan hiç birini istemiyoruz." adamcağız, çocuklarına sarılıyor, onlardan duyduğu gururu anlatıyor onlara ve ertesi gün iş yerine gittiğinde durumu üstündeki şahsa iletiyor. bunun üzerine bu şirket, üst düzey yöneticileri için 12 adet güneş enerjisiyle çalışan araba satın alıyor. ve onlara bunlardan birini veriyor.
yani... ekleyecek tek bir sözcüğüm yok...
yazık bize... ve tekrar tekrar "tüüü"

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Bence deeee, bence deeeee...:D Captain..;)

Friedrich Camus dedi ki...

-Eee Abuziddin Bey, yöneticilere aldığınız şirket arabaları çevreyi fazla kirletiyor.

-Ha!

-Güneş enerjisiyle çalışan arabalar yapılmış.

-Eeee!

-Alsak güzel olur aslında.

-Eski köye yeni adet getirme Hüsam!

-Şirketin prestiji yükselir aynı zamanda ama Abuziddin Bey.

-Alalım o zaman Hüsam.

edi.ben dedi ki...

- a Hüsam prestije ne kadar getirip, prestijimizden ne kadar götürür bu iş?
- götürdüğü getirdiğine göre biraz daha fazla olacak ama tabii itibar de mi, Abuziddin bey?
- ..ittir et o zaman itibarı, prestiji Hüsam? Sen şu önceden anlaştıklarımızdan getirt, bi de üst düzey olanlarınkine tüp taktır. benzini de şirket karşıliicak dedik bi'kere

Friedrich Camus dedi ki...

-Şu kafalamaya çalıştığımız büyük Fransız şirketi çok önem veriyormuş ama böyle şeylere Abuziddin Bey.

-Hadi yauv. Neyse bikaç tane alalım, onları gösteririz.

-Peki Abuziddin Bey.